Duruşmada söz alan Ayşe Barım, tüm iddiaları net bir dille reddetti. Duygusal anların yaşandığı savunmasında, “Ben kimseye talimat vermedim. Onlar benim oyuncularım, ben onların yöneticisi değilim; sadece menajeriyim. Oyuncularımla günlük olarak görüşmek zaten işimin bir gereği. O gün de onların orada olduğunu duyunca gittim” dedi.
Barım, kendisini Gezi Parkı’nda bulunmaya iten nedenin profesyonel sorumlulukları olduğunu belirterek, “Bu, tıpkı 15 Temmuz sonrasında yapılan mitingler ya da 6 Şubat depreminin ardından sergilenen birlik duygusuyla orada bulunmaktan ibaretti” şeklinde konuştu.
SAĞLIK SORUNLARINI ANLATTI: “YAŞAM HAKKIMI GERİ İSTİYORUM”
Barım, cezaevinde karşılaştığı sağlık sorunlarına da duruşmada dikkat çekti. Kalp rahatsızlıkları ve beyin anevrizması bulunduğunu belirten sanık, tedavi sürecinin durdurulduğunu ve ameliyat öncesi tetkiklerin yapılmadığını söyledi. Barım, “Kalbimde altı farklı sorun var. Beynimde anevrizma var. Vücudumun her tarafı morluk içinde. Sadece sağlıklı bir şekilde yaşamak istiyorum. Lütfen bana yaşam hakkımı geri verin,” ifadelerini kullandı.
SAVCILIKTAN TUTUKLULUĞUN DEVAMI TALEBİ
Savcılık makamı, Barım’ın mevcut delil durumu ve suçlamaların ağırlığı nedeniyle tutukluluk halinin devamını talep etti. Bu talep mahkeme heyeti tarafından kabul edildi. Ayşe Barım’ın tutukluluğu sürecek. Dava 1 Ekim tarihine ertelendi.
DAVANIN DEVAMI BEKLENİYOR
Barım’ın tutukluluk süreci ve mahkeme kararları kamuoyunda yakından izlenirken, 1 Ekim’deki duruşmada yeni gelişmelerin yaşanıp yaşanmayacağı merak konusu. Sanık avukatlarının önümüzdeki günlerde itiraz başvurusunda bulunup bulunmayacağı ise henüz bilinmiyor.