Küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içe büyüyen Buika, müzikle büyüdüğünü ve müziğin onun hayatında önemli bir yer tuttuğunu kendisi de sıkça dile getirmiştir. Özellikle siyah bir çocuk olarak yaşadığı çevrede zorluklar yaşayan Buika, bu sıkıntıları aşmak için müziğe sıkı sıkıya sarılarak geçirdi.
80'li yıllarda Whitney Houston ve Michael Jackson gibi büyük sanatçıların tarzlarından ilham alan Buika, saçlarını bile onlardan esinlenerek şekillendiriyordu. Ailesinin müzikle iç içe bir ortamda büyümesi Buika’nın müziğe olan tutkusunu pekiştirdi. Gitar, piyano ve çello çalarak şarkı söyleyen Buika, ilk kez blues barda sahne alarak müziğe adım attı. Burada, ailesinin çingene şarkıları dışında, doğaçlama olarak İngilizce şarkılar söylemeye başladı. Blues tarzında şarkılar söyleyen Buika, zamanla farklı kültürlerin etkisiyle kendi benzersiz müziğini geliştirdi.
Buika şarkıları
Buika, 2000'li yıllarda büyük çıkış yaptı. İlk albümünden sonra, 2006 yılında çıkardığı “Mi nina Lola” albümü, İspanyol Müzik Ödülleri’nde “En İyi Prodüksiyon” ve “En İyi İspanyolca Albüm” ödüllerini kazandı. Aynı yıl, Almanya’da Müzik Eleştirmenleri Ödülü’ne layık görüldü. Buika'nın sesi ve tarzı, sadece İspanya’da değil, dünyanın her yerinde büyük takdir topladı.
2009 yılında çıkardığı “Nina de Fuego” albümüyle Grammy adaylığı kazanan Buika, özellikle Volver şarkısındaki çıplak sesiyle unutulmaz bir performans sergiledi. Montreux Caz Festivali gibi önemli etkinliklere katılan Buika, Arjantin, Helsinki, Oslo ve Zürih gibi şehirlerde de konserler verdi.
Buika'nın Dünya Çapında İşbirlikleri ve Albümleri
Buika, sadece solo kariyerinde değil, aynı zamanda diğer sanatçılarla yaptığı işbirliklerinde de başarılı oldu. Portekizli Fado Kraliçesi Mariza ile “Pequeñas Verdades” adlı şarkıda düet yaptı. Ayrıca Nelly Furtado’nun son albümünde de yer aldı. Buika’nın 2009’daki albümü “El Ultimo Trago”, Meksikalı şarkıcı Chavela Vargas'a bir övgü niteliğindeydi ve En İyi Tropikal Albüm Grammy’si'ni kazandı.
Buika’nın Sinema Kariyeri ve Pedro Almodóvar ile Çalışmalar
Müzik kariyerinin yanı sıra Buika, sinema dünyasında da yer aldı. Pedro Almodóvar’ın yönettiği ve Antonio Banderas'ın başrol oynadığı “İçinde Yaşadığım Deri” filminde, söylediği şarkılarla büyük beğeni topladı. Buika, ayrıca küçük bir rol de üstlendi ve sinemada da başarısını kanıtladı.
Her sahne performansında, Buika, dinleyicilerini tarifsiz duygular içinde bir yolculuğa çıkarıyor. Ateşli ve duygusal şarkılarıyla insanları etkileyen Buika, şarkılarıyla hem acıyı hem de umutu dinleyicilerine hissettiriyor. Samimi tavırları ve buğulu sesi ile de sahnede gülümsemeleri ve gözyaşlarını beraberinde getiriyor.
Buika nerelidir?
Buika’nın Türkiye ile de özel bir bağının olduğunu belirtmek gerek. Onu Türkiye’de tanıtan ve her zaman Türk hayranlarıyla buluşturan kişi, Sinan Ufuk Nergis adlı menajeridir. Buika, Sezen Aksu'yu büyük bir hayranlıkla izlediğini ve onu kardeşi gibi gördüğünü de belirtiyor. Özel hayatında oldukça farklı deneyimler yaşayan Buika, daha önceki evliliğinde bir kadına da aşık olarak üçlü bir evlilik yapmış ve bu ilişkiden bir oğlu olmuştur.
Buika, sadece İspanya'da değil, tüm dünyada büyük bir yıldız haline geldi. Müzikal yeteneği, sahne duruşu ve etkileyici sesiyle, her geçen gün daha fazla hayran kazanıyor. Onun şarkıları, duygu yüklü ve sıra dışı. Kendine özgü tarzı ve müziğiyle, dünyanın dört bir yanındaki dinleyiciler üzerinde kalıcı bir etki bırakmayı sürdürüyor.
