Diyarbakır’da uzun yıllardır mezar taşı ustası olarak çalışan Barış Karabulut, kazı sırasında gördüğü manzaralarla şaşkınlık yaşıyor. Karabulut, özellikle kırsal bölgelerde yaptığı kazılarda defalarca kağıtlara çizilen kadın figürleri, kuzu kafaları, kaşıklar ve kutuların içine yerleştirilmiş büyüler bulduğunu söyledi.
“Köylerde ve farklı bölgelerdeki mezar taşlarını yapıyoruz. Büyüleri biz mezar yaparken buluyoruz. Mezarı açarken, düzeltirken, kalıbı bağlarken, önümüze bir veya iki kürek vurduktan sonra çıkıyor zaten. Büyüleri gördükten sonra imha ediyoruz. Kağıt ise yakıyoruz, tahta olsa kırıp yakıyoruz. Koyun kafası olduğu zaman parçalıyoruz. Genellikle bunlara eski mezarlıklarda denk geliyoruz. 80’li, 90’lı, 2000’li yıllarda ölenlerin mezarlarında görüyoruz genellikle.”
“BULDUKLARIMIZI YAKIP İMHA EDİYORUZ”
15 yıldır bu mesleği yapan Karabulut, şimdiye kadar 100’e yakın büyü bulduğunu ve bunları yakarak yok ettiklerini belirtti:
“Bulduklarımızı yakıp imha ediyoruz. Bundan bir ay önce atletlerin üzerinden kesip yazmışlar ve kutuya koymuşlar. 15 yıldır bu işteyim, 70-80 tane büyü buldum. Benim dışımda diğer mezarcı arkadaşlarım da buluyor. Onlar da bizim gibi yakıp imha ediyorlar.”
“BÜYÜNÜN ETKİSİ SÜRÜSÜN DİYE MEZARA KOYUYORLAR”
Yaptıkları araştırmalarda, büyülerin mezara gömülme nedeninin etkisinin “ölüme kadar sürmesi” olduğunun söylendiğini dile getiren Karabulut, bunun ölüye değil, dirilere yapıldığını da ekledi:
“Büyünün etkisinin sonsuza kadar devam etmesi için mezarlığa gömüyorlar. Ölüye değil diriye yapılıyor, mezara koymalarının sebebi sadece ölüme kadar devam etsin diye. Çoğunlukla kağıt var, kaşık yapan da oluyor.”
