Saygın bilim dergisi Nature’da yayımlanan geniş çaplı araştırmaya 8 ülkeden 141 şirket katıldı. Araştırmada 4 gün çalışma sisteminin tükenmişlik oranlarını düşürdüğü, çalışanların fiziksel olarak daha aktif olduğu, ruh sağlıklarının iyileştiği ve kurumsal aidiyetlerinin arttığı görüldü. Ayrıca hastalık izinlerinde belirgin bir düşüş yaşandığı kaydedildi. İşveren açısından ise enerji giderleri azalırken verimlilik ve kârlılığın yükseldiği not edildi.
AVRUPA’DA DENENDİ, POLONYA’DA UYGULANIYOR
Kanada, Avustralya, Belçika, İngiltere ve Almanya’da denenen sistem, 1 Temmuz’dan itibaren Polonya’da resmi olarak uygulanmaya başladı. Araştırmalar, 4 gün çalışma düzeninin iş-yaşam dengesini koruduğunu da gösteriyor.
TÜRKİYE ‘ÇOK ÇALIŞMA’ LİDERİ
Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre Avrupa’da haftalık ortalama çalışma süresi 36 saat iken Türkiye’de bu süre 43,1 saat. OECD verilerine göre ise Türkiye, 45,7 saat ile Kolombiya’dan sonra en uzun süre çalışan ikinci ülke konumunda.
Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi ve ALB Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, “Türkiye’de fazla çalışma kültürel bir olgu. Japonya’da ‘karoshi’, Çin’de ‘996’ sistemi neyse, bizde de fazla mesai olağan kabul ediliyor. Hem çalışan hem de işveren tarafında bu kültürün kırılması gerekiyor” dedi.
YENİ NESİL DEĞİŞİM İSTİYOR
Doç. Dr. Eryılmaz, genç kuşakların iş-yaşam dengesine maaştan daha fazla önem verdiğini vurguladı:
“Z kuşağı uzaktan çalışmak veya daha kısa mesai saatleri istiyor. 4 gün olmasa bile esnek çalışma modelleri üzerine çalışmaların devam etmesi gerekiyor.”
ÇALIŞMA BAKANLIĞI NE DİYOR?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yıl başında yaptığı açıklamada esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılacağını, işçi refahının öncelikli gündem olduğunu söylemişti. Ancak Sosyal Güvenlik Müşavirleri Derneği Başkanı Emin Yılmaz, haftalık çalışma süresinin kısalmasının gündemde olmadığını belirterek, “Esnek çalışma, toplam saatleri değiştirmeden mesai günlerinin farklı planlanması demek” dedi.
SİSTEMİN EKSİLERİ
4 gün çalışma modelinin avantajlarının yanında riskleri de tartışılıyor. Bazı uzmanlar ücretlerde düşüş olabileceğini, hizmet ve sanayi sektörlerinde iş barışını zedeleyebileceğini, ekip çalışmasına olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtiyor.