11 Ağustos 2017 tarihinde Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Köprüyanı Mahallesi’nde, teröristlerin hırsızlık amacıyla girdiği bir evi güvenlik güçlerine göstermek isteyen Eren Bülbül, Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik ile birlikte PKK'lı teröristlerin açtığı ateş sonucu şehit edilmişti. Henüz 15 yaşında olan Eren’in kahramanlığı ve fedakarlığı, tüm Türkiye’nin hafızasına kazındı.
"ŞEHİT OLMAYACAKSAK ONAY VERİRİZ"
PKK’nın fesih kararını ve silah bırakma yönündeki beyanını değerlendiren Ayşe Bülbül, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
"PKK silah bırakacaksa daha şehitlerimiz olmayacaksa, Eren’ler daha şehit edilmeyecekse şehit annesi olarak bu işe onay veririz. Bir şehit ailesi olarak devletimiz, milletimiz ne yaparsa biz o yolda yürümek zorundayız. Bizim evlatlarımız şehit edildi, yanımızdan ayrıldı. Benim 13 tane evladım vardı ama ben evlatlarımızı gecekonduda büyütürken hiçbirinin kokusuna doyamadım. Evlatlarımın kokularına hasretim. Bilsem böyle olacağını önümden hiç ayırmazdım. Daha kimse ağlamasın. Benim hiçbir şey yıkamazdı. Eren’in acısı beni bitirdi. Eren’ler şehit edilmesin, hiçbir Ayşe anne ağlamasın diye onay veririm. Daha şehit olmayacak diyerek bize gözdağı verirlerse ne olacak. Eğer bunlar tamamen silah bırakacaksa biz de onay verelim."
"BIRAKACAKLARINA İNANMIYORUM"
Ayşe Bülbül, örgütün silah bırakma yönündeki açıklamalarına temkinli yaklaştı ve geçmişte yaşananlara atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı:
"Yıllar önce bıraksaydılar. Hiçbir şehit olmasaydı. Eren’in ne suçu günahı vardı. Hiçbir anne ağlamasın, hiçbir baba gözyaşı dökmesin. Bunlar canı gönülden silah bırakıp bizimle birlik olurlarsa tabii ki şehit annesi olarak onay veririm. Eğer boşluğa düşürüp ‘evet, biz silah bırakıyoruz’ deyip de devam ederlerse o zaman ne olacak? Bu sorunun cevabını kime soracağız? Bunların arkasında duranlar kolay kolay silah bırakmazlar. Şehitlerimizi şehit etmekten vazgeçmezler. Eren’in bedeninde 17 tane kurşun vardı. Ne suçu, günahı vardı. Bunların bırakacağına inanmıyorum. Bırakıyoruz diyecekler, bize gözdağı verecekler, yine bırakmayacaklar. Ben gözümün nurunu kaybettim. Bunların kalleşliğine akıl ermez. Ben bırakacaklarını ummuyorum. Bıraksınlar, Eren’ler, Ahmet’ler, Mehmet’ler şehit edilmesin. Madem bırakacaklar, Diyarbakır’daki annelerin evlatlarını niye göndermediler? Ben evlatlarımın birini şehit verdim, hepsini vermeye hazırım."
Ayşe Bülbül’ün açıklamaları, toplumda geniş yankı buldu. Terör mağduru ailelerin ve şehit yakınlarının duygularını yansıtan sözler, örgütün samimiyetine dair şüpheleri bir kez daha gündeme taşıdı. Pek çok vatandaş da benzer şekilde, sözde silah bırakma kararlarının geçmişte defalarca ihlal edildiğini hatırlattı.
GERÇEK BİR BARIŞ UMUDU MU?
PKK’nın söz konusu açıklaması, Türkiye’de terör mağduru ailelerde umutla birlikte temkinli bir bekleyişe yol açtı. Ayşe Bülbül’ün açıklamaları, şehit ailelerinin ortak beklentisini özetliyor: "Kalıcı bir barış, yeni acıların yaşanmaması ve hiçbir annenin bir daha evladını kaybetmemesi."