Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen 6. Medya, Kültür Sanat ve Turizm Buluşmaları’nın ikinci ayağı Siirt’te başladı. Siirt programını tamamlayan gazeteciler, etkinlik kapsamında Bitlis’i ziyaret etti. Bitlis programı çerçevesinde, Hazreti Peygamber’in dizinin dibinde yetişmiş olan Eyüp El Ensari’nin kardeşi Hz. Feyzullah-i Ensari (r.a.)’nın türbesine de ziyaret gerçekleştirildi. Ziyaret sırasında türbenin imamı Zekeriya İlkkılıç, gazetecilere kapsamlı bilgiler verdi.

Hz. Feyzullah Ensari hakkında bilgiler veren İlkkılıç, “Hz. Feyzullah Ensari, savaşlara katılmış, mücadele etmiş ve yaralanmış bir sahabedir. Tedavi amacıyla Bitlis’e getirilmiş ve burada şehit olmuştur. Tarih boyunca şehirler ne kadar eskiyse, o kadar fazla hikâyeye sahip olurlar. Bitlis de kendine özgü birçok tarihi ve manevi değeri barındırır. Burada medfun olan zatlar arasında alimler, evliyalar vardır. Örneğin Ahlat’ta bulunan Abdurrahman Gazi Hazretleri de bunlardan biridir. Ahlat’ın biraz yukarısında, hafif bir tepeyi tırmandığınızda onun da makamını görebilirsiniz.” İfadelerini kullandı.

Bölgeye gelen gençlerin heyecanla bu tür yerleri ziyaret ettiğini ve bu ziyaretlerin manevi açıdan çok kıymetli olduğunu vurgulayan İlkkılıç, “Zekeriya Hoca buranın imamıdır. Ziyaretçilere cami hakkında bilgiler verir, zaman zaman hediyeler de takdim eder. Bugün de özel bir hazırlık yapıldı. Misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz. Burası Evliyalar Şehri Bitlis. Feyzullah Ensari Hazretleri, İstanbul’daki Eyüp Sultan Hazretleri’nin küçük kardeşidir. Allah Resulü Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde, onların evinde yedi ay misafir kalmıştır. Bu esnada kendisinin 22 yaşlarında olduğu rivayet edilir.” şeklinde konuştu.

Ensari (1)

Diyarbakır'ın Fethi ve Bir Mucize

Açıklamasının devamında Hz. Feyzullah Ensari’nin de içinde bulunduğu ordunun İslam’ın Anadolu’daki fethi için yola çıktığını dile getiren İlkkılıç, “Hazreti döneminde İlyas Bin Hazretleri komutasındaki 8 bin kişilik İslam ordusunda 1.000 sahabe yer alıyordu. Feyzullah Ensari Hazretleri bu orduda İslam bayraktarlığını yapan şahsiyetlerden biridir. Diyarbakır kuşatması sırasında şehir beş ay boyunca abluka altında kalır. Dört ana kapısından dört büyük komutan sorumludur. Bunlardan biri İslam’ın kılıcı Halid bin Velid Hazretleri, biri cennetle müjdelenenlerden biri olan sahabedir, bir diğeri ise Muaz bin Cebel Hazretleridir.” dedi.

Beş ayın sonunda yaşanan olağanüstü bir olayı da aktaran İlkkılıç “Halid bin Velid Hazretleri oruçlu olduğu bir dönemde üç gün üst üste ekmeği gelmeyince yardımcısına sorar. Yardımcısı, her akşam ekmeği bırakıp ayrıldığını söyler. Dördüncü gün, yardımcısı çadırı gözetlemeye başlar ve bir köpeğin çadıra gelip ekmeği aldığını görür. Takip ettiğinde, köpeğin bilinmeyen bir su kanalı aracılığıyla şehir merkezine girip çıktığını fark eder. Bu durumu bir işaret olarak gören Halid bin Velid, yüz kişilik bir grupla gece vakti bu tünelden şehre girer, kapıyı orduya açar ve Diyarbakır fethedilir.” İfadelerine yer verdi.

Bitlis’te Şehit Düşen Sahabe: Feyzullah Ensari

Konuşmasında Feyzullah Ensari Hazretleri’nin Bitlis’te nasıl şehit olduğunu da anlatan İlkkılıç, “Diyarbakır’ın fethinden sonra İslam ordusu Bitlis ve Van tarafına doğru ilerlerken Silvan’a gelir. Burada yaşanan çatışmalarda Hz. Feyzullah Ensari kolundan yara alır. Tedavi için Bitlis’e getirilir. O dönem burası şifalı sularıyla tanınan bir bölgedir. Ancak tedaviye yanıt veremeyen Hz. Feyzullah Ensari burada şehit olur. Sancak tutan kolu, onunla birlikte şehit olur ve hemen yan tarafına defnedilir. Türbede görülen tahta çıkıntılar, o kolun gömülü olduğu yeri işaret eder.” bilgisini paylaştı.

Ensari (2)Türbeye hiçbir dünyevi koku sürülmemektedir.”

İlkkılıç, türbede gözlemlenen mucizevi olaylardan da bahsederek şunları söyledi:

Ahlat Selçuklu Mezarlığı Asırlara Meydan Okuyor
Ahlat Selçuklu Mezarlığı Asırlara Meydan Okuyor
İçeriği Görüntüle

“Kur'an-ı Kerim'de Allah yolunda öldürülenlere ‘ölü’ demeyin buyrulur. Onlar diridir, fakat siz bunu bilemezsiniz. Bu ayet gereği Hz. Feyzullah Ensari Hazretleri'nin şehit düştüğü gün, yılda bir ya da iki kez kan akıntısı gözlemlenir. Bu durum bin dört yüz yıldır devam etmektedir. Ayrıca, türbeye girdiğinizde hissedilen güzel bir misk kokusu da dikkat çeker. Bu, şehidin kendine has bir kokusudur. Türbeye hiçbir dünyevi koku sürülmemektedir.”

“Ashaplar Yıldızlar Gibidir”

Ziyareti anlamlı bir çağrıyla tamamlayan İlkkılıç, türbenin birçok insan tarafından ziyaret edilmesi gerektiğini ve tüm insanların türbeyi yerinde ziyaret etmesi gerektiğini vurgulayarak, “Onlar, Mekke’den Medine’den bin dört yüz yıl önce bizim için geldiler. Bizim atalarımızı karanlıktan aydınlığa çıkarmak için mücadele verdiler. Allah Resulü’nün buyurduğu gibi, ‘Ashaplar yıldızlar gibidir. Hangisini takip ederseniz yolunuzu bulursunuz.’ O da sahabe-i kiramdan biridir. Rabbim bizleri onların yolundan gidenlerden eylesin. Rızası doğrultusunda yaşamayı nasip etsin. Şefaatlerine nail olmayı hepimize nasip etsin. Müslümanlara birlik ve beraberlik versin. Filistin’e de huzur nasip etsin. Bizim ziyaretçilerimizden en önemli isteğimiz, gittiğiniz yerlerde Allah rızası için sahabeleri tanıtmanızdır.”” İfadeleriyle sözlerini noktaladı.

Kaynak: Cansel Yıldız