Türk-İş'in Temmuz ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması, yani açlık sınırı, Temmuz ayında 19 bin 234 TL'ye yükseldi.


DEVAMI DİĞER SAYFADA>>>

Bunun yanı sıra, yoksulluk sınırı olarak kabul edilen toplam harcama tutarı da 62 bin 652 TL’ye ulaştı. Bekar bir çalışanın 'yaşama maliyeti' ise 24 bin 901 TL'ye çıktı. Gıda fiyatlarındaki artışa bağlı olarak bu sınırlar sürekli yükseliyor.

Gıda fiyatlarındaki artışın yanı sıra milyonlarca emekli, 12 bin 500 TL olan emekli maaşları ile geçinmeye çalışıyor. Bu durum karşısında Prof. Dr. Aziz Çelik, Birgün'de kaleme aldığı yazısında emeklilik sistemindeki adaletsizliklere dikkat çekti. Çelik, "2024'ün ikinci yarısında emekli olanlar, 2025'te emekli olacaklardan ömür boyu daha fazla emekli aylığı alacak" dedi.

Çelik, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre 2024 ve 2025'te emekli olacak işçi ve Bağ-Kur emeklileri arasında büyük bir maaş farkı olacağını belirtti. 

Çelik, "Aynı şartlarda emekliliği hak eden iki işçiden biri 2024'te, diğeri ise 2025'te emekli olduğunda aralarındaki yaşlılık aylığı farkı yüzde 30’a kadar çıkabilecek" dedi. Bu farkın enflasyon oranına göre birkaç puan değişebileceğini ancak genel olarak yüzde 30'luk bir farkın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

Çelik, "5510 sayılı Kanunla getirilen yeni sosyal güvenlik ve emeklilik sistemi birçok adaletsizliği barındırıyor" ifadesini kullanarak, özellikle emekli maaşlarının belirlenmesinde kullanılan aylık bağlama oranlarının ve güncelleme katsayısının düşürülmesinin, emekli aylık artışlarının ise sadece enflasyona bağlanmasının bu adaletsizliklerin temelinde yattığını belirtti. 2024-2025 döneminde ortaya çıkan maaş eşitsizliğinin de bu sistemin bir sonucu olduğunu ifade etti.