Ahmet Davutoğlu, FOX TV'de İlker Karagöz'ün sorularını yanıtlıyor.
Davutoğlu'nun cümlelerinin satırbaşları şu şekilde:
Sayın Cumhurbaşkanı yolsuzluklar konusunda ilkelere ihanet etti. Yasaklarla mücadele deyip, ülkeyi yasaklara kim? O mu yoksa biz miyiz? Parti disiplin kurulana sevk edilen tek genel başkanım. Neydi benim suçum? Dört sene önce Ramazanda bir manifesto yayınlarım. Bir okusun Cumhurbaşkanı o manifestoyu. O manifestoda bugünkü hastalıkların hepsi var. Yasaklara boğmayın bu ülkeyi diye neredeyse yalvarmışız cumhurbaşkanına.
Eğer onlar beni disipline sevk etmeseydi ben partiden ayrılmayabilirdim. Ya da Cumhurbaşkanı beni nedir şikayetin diye dinledi mi? Yakın bir zamanda AK Parti'nin önemli isimlerinden biri geldi. Sayın Başbakanım dedi artık kimseyi dinlemiyor dedi. Bu insanlar sizin düşmanınız değil sayın Erdoğan. Sen sayın Erdoğan AK Parti kuruluş beyannamesine ihanet ettiğin için seni nasıl eleştirdiysem bugün bugünkü anlaşmalardan vazgeçerse sayın Kılıçdaroğlu, ona da aynı ölçüde karşı çıkarım. Sadakatim kişilere değil. Sadakatim Allah'adır, milletedir, ilkeleredir.
Kur'an'da insanlara kafir demek var mı?
Rıza Zarrab, Sayın Erdoğan'ın hayırseverleriydi. Nerede onlar şimdi? Siz et verdiniz, bu halk, "Biz sarımsak, soğan mı istiyoruz" dedi. DSP Genel Başkanı dedi ki, "Küffara teslim etmeyeceğiz" dedi. Ya bu insan küffarın anlamını bilmiyor ya da Ramazan'da bu milletin yüzde 50'sine, "Kafir" diyor. Benim huzurumda böyle bir şey söylenseydi ben hemen özür dilenmesini isterdim.
Erdoğan, İslam'ı bildiğini iddia ediyor. Bu Kur'an-ı Kerim'in esasında insanlara, 'kafir' demek var mı? Bu altı lider de mümindir, Müslüman'dır. Önder Aksakal bunu cehaletinden söylüyor olabilir. Bunu eğer Kılıçdaroğlu söylemiş olsaydı, Sayın Erdoğan, ona dünyayı dar etmek istedi değil mi?