Ekmek üzerindeki #tekçizgi'nin anlamı, tarihsel bir kökene sahiptir:

Orhan Gazi, Bursa'yı fethettikten sonra şehirdeki fırıncıları denetlerken, ekmeklerin üzerindeki üç çizgi dikkatini çeker. Bu durumu fırıncıya sorar. Fırıncı, Hristiyan olduklarını ve bu çizgilerin ekmeklerin üzerinde Tanrı, oğul ve kutsal ruhu hatırlatmak amacıyla bulunduğunu açıklar. 'Biz Hristiyanız. Yediğimiz ekmek Tanrı, oğul ve kutsal ruhu hatırlatsın diye ekmeklerin üzerine 3 çizgi çekeriz' der. 

Orhan Gazi, bu anlamı çok önemser ve Müslüman fırıncılara da benzer bir işaretin kullanılması gerektiğine karar verir.

Bunun üzerine Orhan Gazi, bir ferman yayınlar ve "Bundan sonra bütün Müslüman fırıncılar, Allah'tan başka ilah olmadığına işaret etmek için ekmeğin üzerine bir çizgi çeke' buyurur.

Bu nedenle günümüzde ekmeklerin üzerinde tek bir çizgi, Allah'ın birliğini ifade eden bir sembol olarak kullanılmaktadır. Bu hikaye, ekmekler üzerindeki çizginin kökenini açıklamaktadır.

 TÜRK KÜLTÜRÜNDE EKMEK

Ekmek, Türk yeme kültürünün temel taşlarından biri olarak tarih boyunca önemli bir rol oynamıştır. Dîvânü Lügati’t-Türk ve Kutadgu Bilig gibi eserler, Türklerin ekmek yapımı ve çeşitleri hakkında bilgi veren ilk kaynaklar arasında yer almaktadır.

Türkler, geleneksel olarak çeşitli ekmek çeşitleri üretmişlerdir. Bu çeşitler arasında "yufka" en bilinenlerden biridir ve günümüzde de Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biridir. Yufka, ince bir hamurun açılması ve pişirilmesiyle elde edilen bir ekmek türüdür. Ayrıca "katmer" yapımı da bilinmekte olup, özellikle hamurun katmanlı bir şekilde açılmasıyla hazırlanan bir lezzettir.

Türklerin ekmek çeşitlerinden biri de "sinçu" olarak adlandırılmıştır. Sinçu, bugünkü pideye benzeyen bir ekmek türüdür. Ayrıca "kevşem etmek" adı verilen ve Kaşgarlı Mahmud'un "mayalı, güzel, iyi pişmiş semirtici ekmek" olarak tanımladığı ekmek çeşidi de bulunmaktadır. Bu ekmekler genellikle kızgın küle gömülerek pişirilirdi.

Türkler, XI. yüzyılda çeşitli çörekler de yapmaktaydılar. Kül çöreği gibi çeşitler, geleneksel olarak kızgın küle gömülerek pişirilirdi. Bu çeşitlerden biri olan "kömeç," günümüzde "gömmeç" olarak bilinmektedir.

Ekmek, sadece yemeklerin bir parçası değil, aynı zamanda kültürel bir sembol olarak da kabul edilir. Türklerde ekmek, paylaşmanın, misafirperverliğin ve bir arada olmanın bir ifadesidir. Sofralarda ve özel günlerde ekmek, önemli bir rol oynar.

Osmanlı döneminde de farklı ekmek çeşitleri yaygın olarak tüketilmekteydi. Üstü çörekotlu, susamlı hâs beyaz ekmekler, Ramazan pideleri, somunlar, lâvaşa, yufka türünden ekmekler sıklıkla tercih edilen çeşitler arasındaydı.

Edebî metinlerde de bu ekmek çeşitlerine sıkça rastlanır. Şairler, ekmek çeşitlerini benzetmeler ve semboller aracılığıyla kullanarak Türk mutfağının zenginliğini ifade etmişlerdir. Bu nedenle ekmek, Türk kültürünün önemli bir parçası ve dilin renkli bir unsuru olarak kabul edilir.

Muhabir: Haber Bülteni