Siyonist işgalci İsrail'in yaklaşık iki yıldır süren saldırılarında binlerce sivil hayatını kaybetti, on binlercesi yaralandı. Altyapısı tamamen çöken Gazze Şeridi'nde çok sayıda yerleşim alanı yerle bir edilirken, yüz binlerce kişi evsiz kaldı. BM ve insan hakları örgütlerinin defalarca uyarıda bulunmasına rağmen bölgedeki insani kriz her geçen gün derinleşiyor.
ABD BAŞKANI TRUMP’TAN İSRAİL’E DESTEK
Yeni dönemde göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump, daha önceki açıklamalarında İsrail’e olan desteğini açıkça ilan etmişti. Trump’ın önümüzdeki hafta İsrail’e yapacağı resmi ziyaret öncesinde alınan bu işgal kararı, iki ülke arasındaki yakın askeri ve diplomatik iş birliğinin bir yansıması olarak yorumlandı.
SİVİLLER SÜRGÜN EDİLECEK
İsrail'in onayladığı yeni işgal planının en tartışmalı yönü, Gazze’deki sivil nüfusun güneye doğru zorla yer değiştirmesi. Gazzeli binlerce sivilin sürgün edilmesi bekleniyor. Daha önce zaman zaman gündeme gelen bu tür planlar, hem bölgedeki Arap ülkeleri hem de uluslararası insan hakları savunucuları tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Ancak bu kez, planın resmen kabul edilmesi, sürecin uygulamaya konulacağına işaret ediyor.
ULUSLARARASI TEPKİLER YÜKSELİYOR
İsrail’in Gazze’deki sivil nüfusu yerinden etme planı, başta Birleşmiş Milletler, Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü olmak üzere çok sayıda kurum tarafından “zorunlu nüfus transferi” ve “etnik temizlik” olarak nitelendiriliyor. Uzmanlar, bu tür bir adımın uluslararası hukuk ihlali anlamına geleceğini belirtiyor.
NETANYAHU YÖNETİMİ SERT ELEŞTİRİLERİN HEDEFİNDE
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, uzun süredir Gazze’ye yönelik sert politikalarıyla eleştiri oklarının hedefinde. Özellikle sivil kayıpların artması, altyapının bilinçli olarak hedef alınması ve sağlık hizmetlerinin engellenmesi, Netanyahu hükümetine yönelik eleştirileri artırmış durumda. Yeni işgal ve sürgün planı, bu eleştirileri daha da büyütecek gibi görünüyor.
GAZZE İÇİN YENİ BİR KRİZ KAPIDA
İsrail'in Gazze’yi tamamen işgal etmesi halinde bölgedeki istikrarın daha da bozulması, sivil kayıpların artması ve yeni bir göç dalgasının ortaya çıkması bekleniyor.