İstinye Üniversitesi’nde düzenlenen “İstanbul Mimarlık Zirvesi”ne katılan yüksek inşaat mühendisi ve mimar Moriwaki, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle nasıl yüzleşmesi gerektiğine dair kapsamlı açıklamalarda bulundu.
DEPREM ENERJİSİ HENÜZ TAM BOŞALMADI
Silivri açıklarında yaşanan 6,2’lik depremin ardından bir miktar enerji boşalması yaşandığını aktaran Moriwaki, "Ancak henüz Adalar ve Çınarcık bölgesindeki fayda kırılma olmadı" ifadeleriyle riskin devam ettiğini vurguladı. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki bu bölgeye özel dikkat çeken Moriwaki, 170 kilometrelik bir fay parçasının hâlâ hareket etmeye hazır durumda olduğunu söyledi.
TÜRKİYE'NİN YAPI STOKU CİDDİ RİSK TAŞIYOR
Türkiye'nin yapı güvenliği konusunda ciddi sorunlar yaşadığını belirten Moriwaki, yapı stokunun yüzde 50’sinden fazlasının izinsiz olduğunu söyledi. “Deprem Dede” olarak bilinen Ahmet Mete Işıkara’nın “Depremler insanı öldürmez, binalar öldürür” sözünü hatırlatarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'de 21 milyon yapı varsa bunun yarısından fazlası izinsiz yapılardan oluşuyor. Özellikle zemini zayıf bölgeler öncelikli olarak ele alınmalı ve kentsel dönüşüm projelerine ağırlık verilmelidir. Şehir planlaması, güvenli yaşam alanları inşa etmek için elzemdir."
DEPREM EĞİTİMİ ÇOCUK YAŞTA BAŞLAMALI
Depreme hazırlığın sadece yapılarla sınırlı olmadığını vurgulayan Moriwaki, eğitim konusuna da değindi. Japonya’daki uygulamaları örnek göstererek, "Bizde ilkokuldan itibaren deprem eğitimi başlıyor. Çocuklara çizgi romanlarla bile bu bilgi veriliyor. Türkiye'de de bu tarz erken eğitimler yaygınlaştırılmalı" dedi.
TSUNAMİ RİSKİ: EN KÖTÜ SENARYO 3 METRE
Olası büyük bir depremin ardından tsunami ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerektiğini belirten Moriwaki, Türkiye kıyılarının bu riske karşı tamamen güvenli olmadığını söyledi. “Denizin içinde bir deprem olursa, dalga oluşur. Türkiye’de olası bir büyük depremde en kötü senaryo 3 metre yüksekliğinde bir tsunami olabilir” diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul gibi yoğun nüfuslu ve riskli bir metropolde deprem hazırlığı hayati öneme sahip. Uzmanların uyarıları, hem bireysel farkındalık hem de yerel yönetimlerin politikaları açısından kritik bir yol gösterici niteliği taşıyor.