Karancı, Antalya’nın merkezinde doğrudan bir aktif fay hattı bulunmamakla birlikte, kenti çevreleyen üç önemli fay hattının bulunduğunu belirtti:
Batıdaki Fethiye-Burdur Fay Zonu: Yaklaşık 300 kilometre uzunluğunda olan bu fay hattı, geçmişte 7 ve üzeri büyüklükte depremler üretmiş olup, Antalya merkezine yaklaşık 100 kilometre mesafededir.
Güneydeki Kıbrıs-Helen Yayı Dalma-Batma Zonu: Afrika Levhası’nın Anadolu Levhası’nın altına batması sonucu büyük depremler üretme potansiyeline sahip bir bölgedir.
Doğudaki Aksu Fayı: Antalya’nın doğusunda yer alan bu fay hattı da önemli bir deprem riski taşımaktadır.
Karancı, bu fay hatlarının birleşim noktalarının Antalya için büyük risk oluşturduğunu vurguladı. “Hiçbir ilimiz, hiçbir ilçemiz ‘bizde deprem olmaz’ diyemez. Antalya’da geçmişte depremler yaşandı, yine yaşanabilir” dedi.
FETHİYE-BURDUR FAY ZONU KIRILMA DÖNEMİNE YAKLAŞTI
Fethiye-Burdur Fay Zonu’nun yaklaşık 50 yılda bir kırıldığını belirten Karancı, bu fayın kırılma dönemine yaklaşmış olabileceğini ifade etti. “Depremlerin tekrarlama periyotları vardır. 50 yıl gibi, 100 yıl gibi, 500 yıl gibi, 1000 yıl gibi. Bugün Fethiye-Burdur Fay Zonu’na baktığımızda 50 yılda bir kırılmış ve yine kırılma dönemine yaklaşmış durumdayız, hatta belki de geçmiş durumdayız” dedi. Bu nedenle, bu fayda meydana gelebilecek bir depremin Antalya’da ciddi yıkımlara yol açabileceğini belirtti.
ZEMİN ETÜTLERİ VE KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ
Antalya’da zemin etütlerinin yetersiz olduğunu ve bu durumun bina güvenliğini tehlikeye attığını belirten Karancı, yeni imar alanlarında jeolojik ve jeoteknik etütlerin mutlaka yapılması gerektiğini vurguladı. “Zemin parametreleri bilinmeden binaların güvende olduğunu söyleyemeyiz. Tarımsal alanlar ve taşıma gücü düşük bölgeler imara açılmamalı” dedi.
Ayrıca, Antalya’da 19 ilçeden 11’inde jeoloji mühendisinin bulunmadığını belirten Karancı, bu durumun büyük bir eksiklik olduğunu ifade etti. “Antalya’da 19 ilçe belediyesinin 11’inde jeoloji mühendisi görev yapmıyor. Bu çok kötü bir durum” dedi.
TSUNAMİ RİSKİNE DİKKAT
Karancı, geçmişte Antalya’nın tsunamiden etkilendiğini hatırlatarak, AFAD’ın tsunami erken uyarı sisteminin devrede olduğunu belirtti. Bu nedenle, tsunami riskine karşı da hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
“ANTALYA GÜVENLİ BİR ŞEHİR DEĞİL”
Karancı, Antalya’nın zemin yapısının genellikle karstik olduğunu, bunun da aşınmalara ve dolayısıyla deprem riskine zemin hazırladığını belirtti. “Antalya güvenli bir şehir değil” diyerek, kentsel dönüşümün hızlanması ve güvenli binaların yapılması gerektiğini ifade etti.
Mustafa Karancı, depremlerin önlenemeyeceğini ancak bilim temelli çalışmalarla yıkımın engellenebileceğini belirterek, yerel yönetimlerin ve vatandaşların bu konuda duyarlı olmaları gerektiğini vurguladı. “Felaketleri anmak değil, önlemek istiyoruz” diyerek, afet risklerini azaltmak için bilimsel temelli çalışmaların önemine dikkat çekti.