İsrail ve İran arasındaki karşılıklı saldırılar dördüncü gününe girerken, bölgede savaş söylemleri sertleşiyor. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun son açıklamaları, Tel Aviv’in yeni ve daha kapsamlı bir saldırıya hazırlandığı izlenimini doğurdu.
OPERASYONLAR HALEN SÜRÜYOR
İsrail’in İran’a yönelik askeri operasyonları, özellikle Tahran çevresinde yoğunlaşarak devam ediyor. Netanyahu’nun sözleri, önümüzdeki saatlerde ya da günlerde Tahran’a daha büyük bir harekât düzenleneceğine işaret ediyor.
"ZAFERE GİDEN YOL" VURGUSU
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yaptığı açıklamada saldırıların hedefini açıkça dile getirdi:
“Zafere doğru giden yoldayız. Nükleer ve füze tehdidini ortadan kaldırmak üzereyiz.”
Netanyahu, daha önceki açıklamalarında İran’a yönelik saldırıların, "nükleer bir soykırımı önlemek" amacı taşıdığını belirtmiş ve şu sözlerle savunmuştu:
“Harekete geçmek zorundaydık. Kendimizi kurtarmak için ama aynı zamanda dünyayı bu kışkırtıcı rejimden korumak için.”
NETANYAHU'DAN ÇARPICI CEVAP
İsrail Başbakanı'na İran’da bir rejim değişikliği hedeflenip hedeflenmediği sorulduğunda, dikkat çeken bir yanıt verdi:
“Sonuç kesinlikle bu olabilir, çünkü İran rejimi çok zayıf. İran halkının oksijenini emiyorlar. Bu kez harekete geçme, ayaklanma kararı İran halkının kararıdır.”
Bu açıklama, İsrail’in askeri hedeflerinin ötesinde siyasi sonuçları da gözettiğini ortaya koyuyor.
"İSTAİL DURSA DA BİZ DURMAYACAĞIZ"
İran Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhammed Pakpur, İsrail’in saldırıları karşısında geri adım atmayacaklarını belirtti. İran devlet medyasında yer alan açıklamasında Pakpur şunları söyledi:
“İsrail saldırıları dursa dahi işi sonuna kadar sürdüreceğiz. İsrail'in önemli bölgelerini yıktık ve devam edeceğiz.”
Pakpur ayrıca, İsrail’in kamuoyuna gerçek kayıplarını açıklamadığını iddia ederek, İran’ın misilleme kapasitesine güven duyduklarını vurguladı.
GÜVENLİK, NÜKLEER TEHDİT VE REJİM SORUNU
İsrail cephesi, İran’ın nükleer programını ve füze kapasitesini ulusal güvenlik açısından en büyük tehdit olarak görüyor. Netanyahu’nun açıklamalarına göre, yürütülen operasyonlar hem İran’ın bu kapasitesini ortadan kaldırmak hem de rejimin zayıflatılması için tasarlandı. İran ise bu operasyonlara karşılık, “ulusal egemenlik” ve “direniş hakkı” temelli bir duruş sergiliyor.