Çocukların ekranla ilişkisi nasıl olmalı?

Prof. Dr. Hakan Türkçapar, “Eski çocuklar insan ilişkisiyle, insan temasıyla büyürken artık bu nesil doğduğu andan itibaren ekranlarla muhatap oluyor. Burada öncesinde dediğim şey şu, mesela 0-2 yaş arası kesinlikle ekranla ilişki olmamasını istiyoruz. 2 ile 6 yaş arası yarım saat ve ebeveyn denetiminde ve gerekli bir takım belki içeriklere maruz kalmalarını istiyoruz. 6 yaştan sonra da yine okulla ilgili ve kullanabilecekleri okulun müsaade ettiği içeriklere kontrollü şekilde erişim biçiminde olmasını istiyoruz.” dedi.

Türkçapar, çocukların doğdukları andan itibaren ekranlara teslim edilmesinin risklerine dikkat çekerek, “Aslında çocuklar eğer insan insana ilişki, akranlarıyla ilişki, oyunlar, yaşamın içinde olabilecek olanaklar sağlanırsa niye illa ekranın peşinden koşsun? O imkansızlık içinde maalesef ekranlar bu boşluğu dolduruyor.” ifadelerini kullandı.

Okullar Ne Zaman Acılacak 2025

İnsan ilişkilerinin azalması psikolojiyi etkiliyor

Prof. Dr. Türkçapar, çocukların ekran bağımlılığının sosyal gelişimi olumsuz etkilediğini vurgulayarak, “Bir insanın insanlaşabilmesi için, konuşmayı bile öğrenebilmemiz için bizim bir başka insanla temas içinde olmamız gerek. Sosyal çok önemli. Dediğim gibi şu anda yetişen nesil doğuşundan itibaren ekranlara muhatap ve bunun ileride muhakkak bir takım psikolojik etkileri olacak. Yapılan çalışmalar artık anksiyete bozuklukları, kaygı, depresyonun oranının çocuklarda, gençlerde arttığını gösteriyor. Muhtemelen de buna bağlı. Çünkü insanın psikolojik gelişimi, ruh sağlığı açısından ilişki çok önemli.” şeklinde konuştu.

Ilkokul Kayıtları Ne Zaman Başlayacak

Ebeveynlere uyarı: “Bahçıvanlık gibi bir görev”

Çocuk yetiştirmeyi bir bahçıvanlığa benzettiğini belirten Türkçapar, “Bu anlamda ebeveynlerin başından itibaren çocuğun yetişmesinde o çocuğun özelliklerini kavrayıp gerekirse psikolojik destek alması gerek. Çocuk yetiştirmek bir mühendislik değil, bir heykeltıraşlık değil; bahçıvanlık gibi. O çocuğun tabiatını bilip ona uygun bir şekilde ebeveynlik yapmak lazım.” ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakanlığı okul öncesi kırtasiye denetimlerini artırdı
Ticaret Bakanlığı okul öncesi kırtasiye denetimlerini artırdı
İçeriği Görüntüle

Akran zorbalığı artıyor

Okullarda sıkça rastlanan akran zorbalığı hakkında da konuşan Türkçapar, “Okullarda evet var. Bu akran zorbalığı çocuklarda da var. Kimi zaman ailelerin doğrularıyla ve yanlışlarıyla büyüyen çocuklarda yanlış davranışlar da ortaya çıkabiliyor. Okulla, öğretmenler ve tabii ki diğer çocuğun da ailesiyle çözülmesi gereken bir şey. Her şeyi okuldan da beklememek lazım. Okul yöneticilerinin yapması gereken de böyle bir olaya göz yummamak, ‘çocuktur olur’ demek değil.” dedi.

Çocuğa Şiddet“Çocuklar şiddeti model alıyor”

Prof. Dr. Türkçapar, akran zorbalığının sebeplerinden birinin aile içi şiddet olduğunu belirterek şunları vurguladı:

“Genelde akran zorbalığını yapan çocuklar kendi ailelerinde de şiddete uğrayan çocuklardır. Yani çocuk o şiddeti alıyor bir model olarak kendisi de diğer çocuklara uyguluyor. Çocuklar ne izlerlerse öyle oluyorlar. İçinde şiddet barındıran diziler, filmler, haksızlık ve zorbalık olan şeyleri seyrettiklerinde çocuklar da öyle yetişiyor. Bu nedenle ailelerin çok büyük sorumluluğu var.”

Okulun rolü: “Sağlıklı kişilik kazandırmak”

Örgün eğitimin sadece akademik bilgiyle sınırlı kalmaması gerektiğini ifade eden Türkçapar, “Ben artık şöyle düşünüyorum, akademik bilgiler gelişen teknolojiyle internetten ulaşılabilir. Asıl önemli olan okul hayatında sağlıklı bir psikoloji, sağlıklı bir kişilik kazandırmak. Bence okulun asıl rolü bu. Bizim zamanımızda ahlak bilgisi diye bir ders vardı. Aslında bu dersin amacı ilişkiler, davranışlar ve iletişim üzerine olmalı. Bu eğitim ilkokulda da ortaokulda da lisede de rutin olmalı. Çocukların akran zorbalığına karşı kafasında bir plan olması gerekir. Efendim böyle bir şey olursa yapılacak şeyler şunlardır gibi bir bilinç kazandırmak çok önemli.” diye konuştu.

Kaynak: Cansel Yıldız