AK Parti'nin sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk ekranlarında katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, PKK terör örgütünün silah bırakma sürecine dair yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, özellikle bu sürecin sabotaja açık olduğunu vurguladı. Sürecin hem Türkiye'nin iç güvenliği hem de bölgesel istikrar açısından tarihi bir öneme sahip olduğunu dile getirdi.
"SÜREÇ SİYASİ SABOTAJLARA AÇIK"
Çelik, terörsüz Türkiye vizyonunun önünde çok sayıda engel olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Bu mesele siyasi sabotaja açık bir mesele. Birden çok sabotaj alanı var, hassas davranmak lazım. Birtakım güçlerin devreye girdiğini biliyoruz."
Çelik ayrıca bu sürecin, uluslararası aktörler tarafından da hedef alındığını belirtti. Türkiye'nin bu meselede kararlı bir tutum takındığını ve tecrübeli bir yaklaşımla süreci yönettiğini söyledi.
"BAZI DEVLETLER BU SÜREÇLERİ SABOTE ETMEK İSTER"
Ömer Çelik’in açıklamalarına göre, sadece terör örgütleri değil, aynı zamanda bazı yabancı istihbarat örgütleri de süreci sabote etmek için devreye girmiş durumda.
"Pek çok legal ya da illegal yapılar. Bazı devletler doğrudan ya da vekil güçleri vasıtasıyla bu süreçleri sabote etmek isterler. Bir kişiyi yakaladık. DEAŞ’ın ortaya çıktığı zamanlarda. Bu kişi 3-5 yıl PKK terör örgütünde bulunmuş sonra DEAŞ’a geçmiş. Aynı zamanda bir Avrupa devletinin istihbarat örgütü tarafından yönetiliyor."
Bu örnekle birlikte Türkiye'nin sadece iç güvenlik açısından değil, bölgesel bir rol modeli olarak hedef alındığına da dikkat çekti.
"SİLAH BIRAKMA MESELESİ..."
Ömer Çelik, sürecin sadece bir silah bırakma değil, aynı zamanda örgütün tüm uzantılarıyla birlikte feshedilmesi ve silahların teslim edilmesi gerektiğini söyledi.
"Silah bırakma meselesi, pasif duruma geçme, pauseye bakmak gibi anlaşılabilir. Bu silahların teslim edilmesi anlamına gelmektedir. Buradaki mevzu örgütün kendini feshetmesi ve silahları teslim etmesi gerekir."
PKK’nın tüm uzantılarıyla, yani Avrupa'daki yapılanmalar dahil olmak üzere Irak, Suriye ve İran'daki uzantılarının da bu kapsama dahil olduğunun altını çizdi. Sürecin yalnızca askeri değil aynı zamanda siyasi ve diplomatik yönlerinin de bulunduğunu vurguladı.
"SURİYE'DE FAALİYETİNE SİYASİ PARTİ KURARAK DEVAM EDEBİLİR"
Ömer Çelik, PKK'nın faaliyet gösterdiği bölgelerin farklı siyasi ve askeri gerçeklikleri olduğuna dikkat çekerek, her bölgenin kendi özgün modeliyle değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti:
"Suriye’de her birinin yönetime silahlarını teslim etmesi. Silahını bırakır, oradaki Suriye ordusunun parçası olur, SDG yapısını kast ediyorum. Ondan sonra da siyaseten Suriye içerisinde siyasi parti kurar, faaliyetine devam eder."
Bu açıklamalar, Türkiye’nin bölgede izlediği stratejinin detaylarını da gözler önüne serdi.
DİKKAT ÇEKEN LOZAN MESAJI
Son olarak, PKK’nın açıklamalarında geçen Lozan ifadelerine değinen Ömer Çelik, Türkiye’nin Lozan Anlaşması’na yaklaşımını da net bir şekilde ortaya koydu.
"Defalarca ifade ettik, tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak ilkesinde bu meseleye yaklaşılıyor... Biz Lozan’ı Türkiye’nin kazanımı ve tapusu olarak görüyoruz."
Çelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını ve egemenliğini tanımlayan Lozan Antlaşması’nın, tartışmaya açık bir metin olmadığını vurguladı.
TÜRKİYE YENİ BİR GÜVENLİK PARADİGMASINA GEÇİYOR
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamaları, Türkiye'nin terörle mücadelesinde yeni bir döneme girdiğini gösteriyor. Hem içeriden hem de dışarıdan sabotajlara açık bu sürecin başarıyla yönetilmesi halinde, Türkiye sadece güvenliğini değil, aynı zamanda bölgesel rolünü de pekiştirecek.
Çelik’in uyarıları, sürecin çok aktörlü bir denklem olduğunu ve bu nedenle hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.