Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından Şam yönetimi ile SDG arasında Şam’ın egemenliğini esas alan bir mutabakat imzalanmıştı. 10 Mart 2025 tarihinde imzalanan anlaşma; SDG’nin Suriye ordusuna katılmasını, petrol sahaları ve havalimanları başta olmak üzere tüm idari yapıların merkezi hükümete devredilmesini ve Irak ile Türkiye’ye açılan sınır kapılarının Şam yönetimine bırakılmasını öngörüyordu. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için SDG’ye 31 Aralık 2025’e kadar süre tanınmıştı.
8 MADDELİK ANLAŞMADAN TEK BİR ADIM ATILMADI
Mutabakatın üzerinden aylar geçmesine rağmen, SDG’nin anlaşma maddelerine ilişkin somut hiçbir adım atmadığı belirtiliyor. Şam yönetimi, 8 maddeden oluşan metnin bugüne kadar sahaya yansımadığını vurgularken, bu durumun sabırları taşırdığı ifade ediliyor. Son olarak SDG ile yürütülen müzakerelerin askıya alındığı, nihai kararın ise Cumhurbaşkanı Şara tarafından 28 Aralık’ta açıklanacağı bildirildi.
ŞAM’IN YOL HARİTASI NET: SÜRE UZATILMAYACAK
Edinilen bilgilere göre, Şam yönetimi SDG’ye tanınan sürenin kesinlikle uzatılmayacağını kararlaştırdı. 31 Aralık sonrasında izlenecek yol haritasında ilk aşamada SDG’den birtakım kritik adımlar atması talep edilecek. Bunların başında petrol sahaları, gümrük kapıları ve devlet kurumlarının merkezi yönetime devri geliyor. Ayrıca SDG’nin, Arap nüfusun yoğun olduğu ve aşiretlerin etkin bulunduğu bölgelerden çekilmesi de istenecek.
TALEPLER KARŞILANMAZSA FIRAT’IN DOĞUSUNA OPERASYON
Şam yönetimi, söz konusu taleplerin yerine getirilip getirilmeyeceğini kısa süre içinde gözlemleyecek. SDG’nin geri adım atmaması halinde ise askeri operasyon seçeneği masaya konulacak. Bu kapsamda, Fırat’ın doğusunda daha önce yarım kalan operasyonların tamamlanması planlanıyor. Suriye ordusunun sahada hazırlıklarını artırdığı, askeri birliklerin teyakkuz halinde olduğu ifade ediliyor.
TÜRKİYE’DEN NET MESAJ: DESTEK VERMEYE HAZIRIZ
Suriye askerlerine eğitim desteği sağlayan Türkiye, SDG’ye yönelik olası bir operasyonda Şam yönetiminin yanında yer alabileceğini açıkça dile getiriyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, bu konuda yaptığı açıklamada, Türkiye’nin geçmişte Suriye’deki harekâtlarını hiçbir ülkeye sormadan gerçekleştirdiğini hatırlatarak, “İhtiyaç olursa yine gerekeni yaparız” ifadelerini kullanmıştı.
GÖRÜŞMELER ÇIKMAZA GİRDİ
Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan bir kaynak, Suriye resmi ajansı SANA’ya yaptığı açıklamada, SDG’nin entegrasyona ilişkin söylemlerinin bugüne kadar teorik düzeyde kaldığını, somut adım ve net bir takvim ortaya konulmadığını ifade etti. Kaynak, sahadaki durumun, yapılan açıklamalarla örtüşmediğini vurguladı.
ŞAM’DAN SERT UYARI: DEVLETİN BİRLİĞİ TEHDİT ALTINDA
Aynı kaynak, Suriye’nin kuzeydoğusunda devlet yapısı dışında kalan idari, güvenlik ve askeri yapılanmaların ülkenin birlik ve bütünlüğüyle bağdaşmadığını belirtti. PKK/YPG’nin diyalog söylemlerinin sahada karşılık bulmadığını kaydeden yetkililer, bu açıklamaların daha çok medya ve siyasi baskıyı azaltma amacı taşıdığını savundu.
Petrol gelirlerinin devlet kurumları aracılığıyla yönetilmemesinin “petrol tüm Suriyelilere aittir” söylemini inandırıcılıktan uzaklaştırdığına dikkat çekilirken, gündeme getirilen ademi merkeziyetçi modellerin siyasi ve güvenlik boyutlarıyla devletin birliğini tehdit ettiği ifade edildi. Ayrıca sınır kapıları üzerindeki tek taraflı kontrolün pazarlık unsuru olarak kullanılmasının ulusal egemenlik ilkeleriyle çeliştiği vurgulandı.
GÖZLER 28 ARALIK’TA ŞARA’NIN AÇIKLAMALARINDA
Tüm bu gelişmelerin ardından gözler, 28 Aralık’ta Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın yapacağı açıklamalara çevrildi. Şara’nın, SDG için “son şans” olarak nitelendirilen bu süreçte atılacak adımları ve olası askeri senaryoları kamuoyuyla paylaşması bekleniyor.





