Üşümezsoy, söz konusu büyüklükte bir depremin oluşabilmesi için 400 kilometre uzunluğunda ve 15 kilometre derinliğinde bir fayın kırılması gerektiğini ifade etti. Ancak Marmara Denizi'nin toplam uzunluğunun 150 kilometre olduğunu ve bazı bölgelerinin 10 kilometre derinliğe bile ulaşmadığını vurguladı. Bu nedenle, Marmara Denizi'nde 7.8 büyüklüğünde bir depremin oluşmasının jeolojik olarak imkansız olduğunu söyledi.

Ankara ve İstanbul'da düzenlenecek flamenko gösterisinin geliri Gazze'ye bağışlanacak
Ankara ve İstanbul'da düzenlenecek flamenko gösterisinin geliri Gazze'ye bağışlanacak
İçeriği Görüntüle

"BÜYÜK DEPREM ZATEN OLDU"

Prof. Dr. Üşümezsoy, Marmara'da yıllardır beklenen büyük depremin aslında 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana geldiğini belirtti. Bu tarihteki İzmit Depremi'nin, Marmara Denizi'nde büyük bir fayın kırılmasıyla gerçekleştiğini ve bu nedenle bölgedeki büyük deprem beklentisinin artık geçerli olmadığını ifade etti.

Sener Usumezsoy Iha1 10520804 1 16 9 1579958011

KUZEY ANADOLU FAYI'NIN ROLÜ NE?

Üşümezsoy, Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi'ndeki etkilerini de değerlendirdi. Adalar bölgesinin, Kuzey Anadolu Fayı'nın sıkıştırma etkisiyle oluşan çökme yapılarıyla şekillendiğini ve bu nedenle bu bölgeden büyük bir deprem beklemenin yanlış olduğunu söyledi. Gerilimli yapılarla oluşan bu bölgenin, büyük bir deprem potansiyeline sahip olmadığını belirtti.

FAY UZUNLUĞU DEPREM BÜYÜKLÜĞÜNÜ ETKİLER Mİ?

Prof. Dr. Üşümezsoy, deprem büyüklüğü ile fay uzunluğu arasındaki ilişkiyi de açıkladı. Bir kilometrelik bir fayın kırılmasıyla 4 büyüklüğünde, 10 kilometrelik bir fayın kırılmasıyla 6 büyüklüğünde, 1000 kilometrelik bir fayın kırılmasıyla ise 7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelebileceğini söyledi. Bu hesaplamalara göre, Marmara Denizi'nde 7.8 büyüklüğünde bir deprem için 400 kilometre uzunluğunda bir fayın kırılması gerektiğini belirtti.

Şener Üşümezsoy1

"FİZİKSEL OLARAK MÜMKÜN DEĞİL"

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi'nde 7.8 büyüklüğünde bir depremin oluşmasının jeolojik olarak mümkün olmadığını ve bölgedeki büyük deprem beklentilerinin bilimsel temele dayanmadığını vurguladı. Bu nedenle, Marmara bölgesindeki deprem riskinin abartılmaması gerektiğini belirtti. Ayrıca, Marmara'da yıllardır beklenen büyük depremin aslında 17 Ağustos 1999'da gerçekleştiğini ve bu nedenle bölgedeki büyük deprem beklentisinin artık geçerli olmadığını ifade etti.

Kaynak: İHA