Türk Hava Yolları’na (THY) ait TK641 sefer sayılı İstanbul–Bingazi uçuşunun Libya’ya iniş aşamasında rotasını değiştirmesine ilişkin kamuoyunda yer alan iddialara Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından açıklama yapıldı.
Bazı basın yayın organları ve sosyal medya hesaplarında yer alan, “THY’ye ait bir yolcu uçağının misilleme endişesiyle Libya’ya iniş yapmaktan vazgeçtiği” yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
ROTA DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDENİ: RÜZGÂR KOŞULLARI
DMM’nin açıklamasında, söz konusu uçuşun 24 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirildiği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:
“24 Aralık 2025 tarihli TK641 İstanbul–Bingazi seferi, varış meydanındaki rüzgâr koşullarının operasyonel limitlerin üzerine çıkması nedeniyle Bodrum Milas Havalimanı’na yönlendirilmiştir. Söz konusu uçuşun başkaca herhangi bir nedenle rota değişikliği yapması söz konusu değildir.”
“LİBYA SEFERLERİ NORMAL AKIŞINDA DEVAM ETTİ”
Açıklamada ayrıca, olayın ardından Libya uçuşlarının planlandığı şekilde sürdürüldüğü vurgulandı. DMM, kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan algının gerçeği yansıtmadığını belirtti.
“Bahse konu tarihten sonraki günlerde Libya seferleri planlandığı şekilde normal akışında sürdürülmüştür.”
DMM’DEN KAMUOYUNA UYARI
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, söz konusu iddiaların Türkiye ile Libya arasındaki ilişkilere zarar vermeyi amaçladığını ifade ederek kamuoyunu uyardı:
“Elim bir kaza üzerinden dost ve kardeş Libya ile ilişkilerimizi zedelemeye yönelik dezenformasyon içeren bu tarz asılsız iddialara kamuoyunun itibar etmemesi önemle rica olunur.”
NE OLMUŞTU?
Libya askeri heyetini taşıyan ve Malta Sivil Havacılığı’na kayıtlı “9H-DFS” kuyruk numaralı Falcon-50 tipi özel jet, 24 Aralık akşamı Trablus’a gitmek üzere saat 20.17’de Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan havalandı.
Uçuşun 14’üncü dakikasında, saat 20.31’de, pilot kuleyle irtibata geçerek havacılıkta acil durum çağrısı olan “PAN-PAN, PAN-PAN” ifadesini kullandı ve “Emergency Landing” (acil iniş) talebinde bulundu.
EN YÜKSEK ACİL DURUM KODU AKTİF EDİLDİ
Pilot, saat 20.33’te, uçuşlarda kullanılan en riskli aciliyet kodu olan “7700” acil durum kodunu aktif hale getirdi. Saat 20.35’te uçaktan bir kez daha “PAN-PAN” çağrısı yapıldı.
Saat 20.36’da pilotun sesinin zor duyulur hale geldiği, radar ekranlarında uçuş bilgilerine ilişkin kısmi kayıplar yaşandığı bildirildi. 20.38’de ise uçakla tüm irtibat kesildi.
Uçak radar ekranından tamamen kaybolmadan önce pilotun kuleyle paylaştığı son sözlerin “Arıza çok büyük.” olduğu kaydedildi. Ardından farklı frekanslar üzerinden yaklaşık 5 dakika boyunca uçağa ulaşılmaya çalışıldı ancak yanıt alınamadı.
7 DAKİKA DAHA DAYANSA İNECEKTİ
Pilotun kuleyle görüşerek iniş izni aldığı ve yönünü tekrar kalkış yaptığı Ankara Esenboğa Havalimanı’na çevirdiği öğrenildi. Ankara hava sahası uçuşlara kapatılırken, Esenboğa’da uçağın ineceği pist hazırlandı.
Ancak uçak, Ankara’nın Haymana ilçesi yakınlarında düştü. Yetkililer, yaklaşık 7 dakika daha havada kalabilseydi, uçağın havalimanına iniş yapabileceğini belirtti.
Olay yerindeki ilk incelemelere göre pilotun, yardım çağrısından sonra uçağı boş bir alana indirmeye çalıştığı, ancak bu sırada uçağın düşerek patladığı ve bölgede büyük bir çukur oluştuğu tespit edildi.
“NEDEN KONYA’YA İNMEDİ?” SORUSU SORULDU
Uçağın Konya’nın Kulu ilçesi üzerindeyken arızalanmasına rağmen, daha yakın ve hava şartları uygun olan Konya Havalimanı’na değil, kalkış yaptığı Ankara’ya dönmeyi tercih etmesi kamuoyunda soru işaretlerine neden oldu.
Güvenlik kaynakları, pilotların genellikle kalkış yaptıkları havaalanına inmeyi tercih ettiklerini, ayrıca Ankara’daki teknik altyapının Konya ve Adana’ya kıyasla daha ileri seviyede olduğunu ve uçağın hızlı şekilde tamir edilebilmesi amacıyla bu tercihin yapılmış olabileceğini aktardı.
JİROSKOP ARIZASI İHTİMALİ DEĞERLENDİRİLİYOR
Kazaya ilişkin teknik incelemeler sürerken, ilk değerlendirmelerde teknik arızanın ön plana çıktığı belirtildi. Elektrik arızasının boyutu ve uçuş sistemlerini ne ölçüde etkilediği araştırılıyor.
Uzmanlar, elektrik arızası sonrası uçağın denge ve yön bilgisini sağlayan jiroskop sisteminin bozulmuş olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Jiroskop arızası durumunda, uçağın yatay-dikey duruş bilgileri ile yön ve dönüş göstergelerinin yanlış veri verebileceği ya da tamamen devre dışı kalabileceği ifade ediliyor.
Bu durumun özellikle bulut içinde ve gece uçuşlarında, pilotun uçağın konumunu doğru algılamasını zorlaştırabileceği ve otomatik pilot sisteminin de devre dışı kalmasına yol açabileceği belirtiliyor.





