Türkiye’de doğurganlık oranı her yıl daha da geriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “Doğurganlık hızımız 1.5’in biraz altına düşmüş vaziyette. Bu hayra alamet değil.” sözleriyle endişesini dile getirdi ve Aile Bakanlığı’na çalışmaların yoğunlaştırılması talimatını verdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 1927’de evli kadın başına 7,10 olan çocuk sayısı 2024 itibarıyla 1,48’e kadar düştü. Uzmanlar bu oranın, nüfusun kendini yenileyebilmesi için gerekli olan 2,1 sınırının çok altında olduğunu söylüyor.
Peki neden Türkiye’de insanlar çocuk yapmaktan vazgeçiyor?
GENÇLERİN CEVABI ÇOK NET: GELECEĞE GÜVEN YOK
UNFPA (Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu) tarafından dünya genelinde yapılan araştırmalara verilen yanıtlarla, Türkiye’de gençlerin sosyal medyada verdiği cevaplar neredeyse örtüşüyor.
Ekonomik kriz, güvencesizlik, artan kiralar, düşük ücretler, iklim krizi, savaşlar, toplumsal baskıların azalması… Hepsi gençlerin hayat planlarını etkiliyor.
Özellikle kadınlar, artık çocuk yapmanın zorunlu bir sosyal norm olmadığını, kişisel bir tercih olduğunu açıkça ifade ediyor. Birçok genç, çocuk sahibi olmayı hem ekonomik bir yük hem de kişisel bir özgürlük kaybı olarak görüyor.
BİREYSELLEŞME, KADININ ROLÜ, TRAVMALAR…
Sosyologlara göre, Türkiye’de doğurganlık oranının düşüşü sadece ekonomik sebeplerle açıklanamaz. Bu durum bireyselleşme, kadın haklarının gelişmesi, toplumsal baskıların zayıflaması, özgürlük arayışı ve gelecek korkusuyla doğrudan ilişkili.
Kadınlar artık anneliği otomatik bir rol olarak görmüyor. Eğitimi, kariyeri, özgürlüğü önceliklendiriyor. Ayrıca genç kuşaklar, çocuk yapmanın kişisel tatmin ya da boşluğu doldurma aracı olmadığına inanıyor. “Önce kendi travmalarımı iyileştireyim, yeni bir travma yaratmayayım” bakışı çok yaygın.
GELECEK KAYGISI: DÜNYAYA ÇOCUK GETİRMEK Mİ, GETİRMEMEK Mİ?
UNFPA’nın dünya çapında gençlere sorduğu “Neden çocuk yapmıyorsunuz?” sorusuna verilen cevaplar Türkiye’deki hissiyatı birebir yansıtıyor:
▶ “Doğru partner bulmak zor, çocuk ortak bir sorumluluk.”
▶ “Kadın sağlığına karşı politikalar caydırıcı.”
▶ “Bu dünyaya çocuk getirmek onun acı çekeceği anlamına gelir.”
Türkiye’de sosyal medyada en sık paylaşılanlar ise şöyle:
-
“Bebek mamasına bile kilit vurulan bir ülkede neden çocuk yapayım?”
-
“Çocuk doğuruyorsun hastanede ölüyor, büyütüyorsun sınavda hakkı yeniyor.”
-
“İki aylık bebeğini bırakıp işe dönmek zorunda kalan kadın çocuk yapmak ister mi?”
SOSYOLOJİK GERÇEK: ÇOCUK YAPMAMAK BİR HAK VE SEÇİM
Uzmanlara göre modern birey için çocuk yapmamak artık bir haktır, bir tercihtir, bazen de bir politik duruştur.
Çocuk yapmamak, bireyin kendi yaşamını özgürce şekillendirme hakkının bir parçası olarak görülüyor.
Türkiye’de ve dünyada düşen doğurganlık oranlarının ardında şunlar var:
- Ekonomik güvencesizlik
- Bireyselleşme ve özgürlük arayışı
- Kadınların toplumsal baskılardan kurtulma mücadelesi
- İklim krizi ve savaşlar nedeniyle gelecek korkusu
- Toplum baskısının azalması
- Artık çocuk yapmanın bir zorunluluk değil, seçim olduğunun fark edilmesi
SOSYAL MEDYA YORUMLARI
Konuyla ilgili sosyal medyada hükümetin yaptığı politikalara ilişkin kullanıcıların yaptığı bazı yorumlar şöyle;
“Ev kirasını bile ödemekte zorlanan bir nesil çocuk nasıl yapsın?”
“İki aylık bebeğini bakıcıya bırakıp işe dönmek zorunda kalacak bir kadın neden çocuk istesin?”
“Bebek mamalarına bile kilit vurulan bir ülkede çocuk yapmanın akıl karı olmadığını düşünüyoruz.”
“Savaş ve kötüleşen gezegen koşullarında bir çocuğu dünyaya getirmek, onun acı çekeceği anlamına geliyorsa doğurmak istemem.”:
"Şuan emekli olsam 12 bin lira maaş alıcam emekliler kan ağlıyor özel sektör çalışanlarıda kan ağlıyor haftanın 6 günü sabah 8 akşam 6. Doğum yapsak izin yok işveren gözünün içine bakıyor her an iş feshi vermek için"
"İnsanlar kendini zor doyuruyor çocuk yapıp nasıl doyuracak"
“Bir nesil olarak önce kendimizi iyileştirmek istiyoruz. Travmamızı çocuklarımıza aktarmak istemiyoruz.”
“Doğuruyorsun, büyütüyorsun, okutuyorsun sınavda hakkı yeniyor, askere gidiyor şehit düşüyor… Bu ülkede çocuk yapmak için deli olmak gerek.” şeklindeki yorumlar, toplumsal tepkinin bir yansıması olarak vatandaşlar arasında görülüyor.