TÜİK, TBMM kürsüsünden kuruma yönelik ağır eleştirilerde bulunan Selçuk Özdağ’ın açıklamalarının kurumsal manevi kişiliğe zarar verdiğini öne sürerek, dava açtı. Kurum daha önce benzer bir davayı Ali Mahir Başarır hakkında da yürütmeye başlamıştı.

Selçuk Özdağ, sosyal medya üzerinden yaptığı “Bir TÜİK masalı…” başlıklı açıklamasında davayı doğruladı ve tepkisini açık sözlerle dile getirdi. Özdağ, yaptığı açıklamada TÜİK’in kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini, bu durumun toplumun her kesimini etkilediğini belirterek, “Siz önce halkımızın sofrasından, gariban insanların cebinden çalınanların hesabını verin,” dedi.

“TÜİK TALİMATLA HAREKET EDİYOR” İDDİASI

Özdağ, paylaşımında enflasyon verileri başta olmak üzere TÜİK’in açıkladığı verilerin halkın yaşadığı gerçeklerle uyuşmadığını söyledi. Kendi deyimiyle “talimatla veri üretildiğini” ifade eden Özdağ, kurumun siyaset dışı, özerk ve bilimsel esaslara dayalı biçimde çalışması gerektiğini vurguladı. Meclis kürsüsünden defalarca bu eleştirileri yaptığını, çeşitli soru önergeleri sunduğunu ve basın açıklamalarında konuyu gündeme taşıdığını hatırlattı.

Ancak bu eleştirilerine yanıt verilmediğini belirten Özdağ, hükümetin ve bağlı kurumların halkın sorularına ve yargı kararlarına karşı duyarsız kaldığını dile getirdi. TÜİK’in, adeta hesap sorulamaz bir yapı gibi davrandığını söyledi.

“KURUMLAR GÖZ BOYUYOR, HALK GÜVENMİYOR”

Özdağ’ın açıklamalarında, sahte diploma skandalları ve dijital güvenlik açıklarının kurumlara olan güveni sarsan örnekler arasında yer aldığına dikkat çekildi. Ona göre Türkiye’de pek çok kamu kurumu dışarıdan ihtişamlı görünse de, içeride ciddi bir yozlaşma ile karşı karşıya. Bu durumun en fazla zarar verdiği kurumlardan biri olarak da TÜİK’i gösterdi.

Özdağ, kurumun açıkladığı verilerle emekli, işçi, memur ve dar gelirli vatandaşların maaşlarında yapılması gereken artışların engellendiğini savundu. Bu durumu “modern hırsızlık ve gasp” olarak nitelendirdiği için TÜİK’in dava açtığını söyledi.

“AFORİZMA KULLANDIM, HAKARET ETMEDİM”

Kendisinin hakaret kastıyla konuşmadığını, eleştirilerini halk adına dile getirdiğini belirten Özdağ, konuşmalarında zaman zaman benzetme ve aforizmalara yer verdiğini, bunların siyasette yaygın olduğunu söyledi. Ancak kurumların bu tür eleştirileri kişisel alınganlıkla karşılamasının, hukukla değil, siyasetin gölgesiyle hareket ettiklerinin göstergesi olduğunu savundu.

“TÜİK GERÇEĞİN YARISI KADAR ENFLASYON AÇIKLIYOR”

Özdağ, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerinin gerçeklerle bağdaşmadığını, bağımsız kuruluşların – örneğin ENAG ve İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) – verileriyle TÜİK’in verileri arasında büyük farklar olduğunu belirtti. Bu farkların, çalışanların ve emeklilerin hak ettikleri maaş artışlarını alamamalarına yol açtığını dile getirdi.

Kendisinin bu durumu “en büyük hırsızlık enflasyonun kendisidir” şeklinde tanımladığını söyleyen Özdağ, bu tespitin doğrudan halkın yaşadığı hayat pahalılığına dayandığını ifade etti. TÜİK’in bu hırsızlığa “ortaklık” ettiğini belirttiği ifadeler nedeniyle kurumun maneviyatının zedelendiği iddiasıyla dava açıldığını vurguladı.

“MAHKEME KARARLARINI DA DİKKATE ALMIYORLAR”

Özdağ, TÜİK’in yargı kararlarını bile uygulamadığını, örneğin enflasyon hesaplamalarında kullanılan “sepetin” içeriğini açıklamasına hükmeden mahkeme kararının görmezden gelindiğini söyledi. Aynı konuda açıklama yapan bağımsız kurumlarla TÜİK arasında her ay ciddi farklar olduğunu, bu farkın siyasi müdahaleden kaynaklandığını iddia etti.

Meclis'te tarihi gün: Milli Dayanışma Komisyonu'nun ilk toplantısı tamamlandı!
Meclis'te tarihi gün: Milli Dayanışma Komisyonu'nun ilk toplantısı tamamlandı!
İçeriği Görüntüle

“SİZ ÖNCE GERÇEK HESAPLARIN HESABINI VERİN”

Sözlerinin sonunda halkın ekonomik sorunlarına işaret eden Özdağ, TÜİK’e şu sözlerle çağrıda bulundu:

“Kiralar yüzde 79, doğalgaz yüzde 75, yumurta yüzde 59, meyve yüzde 50, eğitim yüzde 68 artmış ama enflasyon son 44 ayın en düşük seviyesiymiş! Bu verileri kim açıklıyor? Elbette TÜİK. Siz önce halkın sofrasından çalınanların, cebinden eksilen paranın hesabını verin. Gerçeklikten uzaklaştıkça halkın güvenini daha da kaybediyorsunuz.”

Kaynak: Haber Merkezi