Bir gün önceden bir sahil işletmesinden rezervasyon yaptıran başörtülü bir kadın, belirtilen saatte mekana gitmesine rağmen içeri alınmadı. Önce rezervasyonunun bulunmadığı söylendi, ardından sistemde rezervasyonun olduğu tespit edilse de kadın yaklaşık bir saat kapıda bekletildi.
GEREKÇELER ARASINDAKİ ÇELİŞKİ DİKKATLERDEN KAÇMADI
İşletme yetkilileri ilk etapta rezervasyonun yapılmadığını iddia etti. Ancak kadının rezervasyonu göstererek durumu ispatlaması üzerine bu kez içeride yer kalmadığını öne sürdüler. Buna rağmen aynı saatlerde çok sayıda kişinin içeri alınmaya devam ettiği gözlendi. Kadın ve yanındaki arkadaşı, durumun başörtüsü nedeniyle yaşanan bir ayrımcılık olduğunu savundu.
"BURASI KAMUSAL ALAN, KİMSE DIŞLANAMAZ"
Olay sırasında kadının yanında bulunan televizyon sunucusu arkadaşı da yaşananlara sert tepki gösterdi. Açıklamasında, "Bu özel bir mülk değil, sahil güvenliğe bağlı bir kamu alanı. Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir birey bu şekilde dışlanamaz" ifadelerini kullandı. İddialara göre işletme sahipleri yalnızca kadını değil, olaya itiraz eden arkadaşını da hedef aldı. Televizyon sunucusunun üzerine yürüyerek baskı oluşturmaya çalıştıkları öne sürüldü.
"REZERVASYON BİZİ İLGİLENDİRMEZ"
İşletme sahiplerinin, kadının rezervasyonunu dikkate almadıkları ve "Burası özel mülktür, kimi alıp almayacağımıza biz karar veririz" diyerek tavırlarını sürdürdükleri bildirildi. Sosyal medyada paylaşılan görüntü ve yorumlar, olayın geniş bir kesim tarafından tepkiyle karşılanmasına neden oldu. Birçok sosyal medya kullanıcısı yaşananları açıkça “başörtüsüne yönelik ayrımcılık” olarak değerlendirdi.
TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
Kamuoyunda infial yaratan olay sonrası sosyal medyada binlerce paylaşım yapıldı. Hukukçular ise kadının ve arkadaşının yaşadıklarının Türk Ceza Kanunu ve Anayasa’nın eşitlik ilkesi çerçevesinde incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Mağdur kadınların konuyu yargıya taşıyabilecekleri ve olası bir dava süreci başlatabilecekleri ifade ediliyor.