Klasik edebiyatın en çok okunan macera romanlarından biri olan “80 Günde Dünya Turu”, tiyatro uyarlamasıyla izleyicilerini büyüleyici bir serüvene davet ediyor.
Gösteride, Phileas Fogg ve sadık uşağı Passepartout, dünyanın etrafını seksen günde dolaşmak için yola çıkıyor. Ancak bu yolculukta onları trenlerden gemilere, vahşi ormanlardan sirklere kadar birçok engel bekliyor.

Macera dolu hikâye boyunca izleyiciler; dostluğun, dayanışmanın ve sevginin gücüne tanık olacak.

Dedektif Fix’in takibi nefesleri kesecek

Tiyatro uyarlamasında hikâyeye heyecan katan bir diğer karakter ise Dedektif Fix.
Fix, Fogg’un bir banka soyguncusu olduğuna inanarak peşine düşüyor. Hindistan’dan Amerika’ya uzanan bu kovalamacada kahramanlarımız hem dostluklarını hem de inançlarını sınayacak.
Fogg’un yolculuğu, sadece dünya çevresinde değil, kendi içinde de bir keşfe dönüşüyor.

Seyirciye ilham veren bir hikâye

Eserdeki ana mesaj, başarıya giden yolun yalnızca hedefe ulaşmakla değil; dostluk, sevgi ve dayanışmayla da anlam kazandığını vurguluyor.
Oyunun sonunda Fogg ve arkadaşları, dünya turunu tamamlamaktan daha önemli bir şeyin farkına varıyor: Birlikte olmanın ve paylaşmanın değeri.

Kaynak: Sevda Ecem Karapolat