Dünyanın her yerinden turist çekme özelliğine sahip olan İç Anadolu'nun önemli turistik yerlerinden tuz gölü aynı zamanda Ankaralıların da yoğun olarak gidip ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Özellikle doğal tuzun şifa olduğuna inanılan bölgede insanlar ayakkabılarını çıkararak çıplak ayakla tuzlu suda yürüyerek ayak sağlıklarına katkıda bulunmaya çalışıyorlar.
Tuz Gölü kıyısında insanlara hizmet için bulunan tesisler göze çarparken aynı zamanda göle gidecekler için öncesi ve sonrası için oluşturulan bir sistem de mevcut. İnsanların fotoğraf çektirecekleri özel yerler , Tuz Gölünü simgeleyen şekiller bulunurken ; gölde çıplak ayakla gezdikten sonra insanların ayağını yıkayıp temizlemesi içinde erkek ve kadınların ayrı ayrı kullandığı bir temizlik alanı bulunuyor.

ANKARA'DAN GELDİK ÇOK MEMNUNUZ
Tuz Gölü'ne Ankara'dan geldiğini söyleyen Orhan Gülden , "buraya arkadaşlarımızla birlikte geldik. Şereflikoçhisar'da şehir merkezini gezdikten sonra yakın olduğu için buraya da uğramak istedik. Gerçekten çok güzel bir yer. Dünyanın birçok yerinden insanın geldiğine şahit oluyoruz. Sadece Türkiye'nin değil dünyanın da değer verdiği bir bölge burası. Ülkemiz adına çok sevindirici , arkadaşlarımızla buraya gelip bu doğal imkanlardan faydalandığımız için çok mutluyuz. Ülkemizi ve ülkemizin bütün değerlerini seviyoruz."dedi.

TÜRKİYE'NİN TUZ İHTİYACINA KATKI SUNUYOR
Tuz Gölü, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde Ankara, Konya ve Aksaray illerinin sınırının kesiştiği yerde yer alan bir göldür. Türkiye'nin tuz ihtiyacının %40'ı bu gölden sağlanır. Tuz Gölü'nde tuz, meteorolojik suların yer altına süzülerek daha önce oluşmuş tuz domlarını eritmesi ve tektonik hatlar boyunca yüzeye taşımasıyla oluşmaktadır.

Türkiye'nin yüzölçümü bakımından ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, çevresindeki platolar arasına gömülmüş bulunan geniş bir tektonik çukurluğun en derin yerindedir. Bu çukurluk Neojen'de tektonik hareketlerle oluşmuştur. Tuz Gölü'nün içinde bulunduğu çukurluk doğu, batı ve güneyden faylarla çevrilidir. Kuvaterner'de, daha az yağışlı iklim koşullarında gölün yüzölçümü küçülmüştür. Zamanla daha da küçülen göl, günümüzdeki durumuna kavuşmuştur.

