İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Şule Arslan, özellikle sosyal medya baskısı nedeniyle başta genç kızlar olmak üzere birçok bireyin risk altında olduğunu belirtti.
“ANOREKSİYA NERVOZA PSİKİYATRİK HASTALIKLAR ARASINDA EN ÖLÜMCÜL OLANIDIR”
Dr. Arslan, anoreksiya nervozanın ölüm riski en yüksek psikiyatrik hastalık olduğunu vurgulayarak, "Günümüzde estetik kaygılar, sosyal medyada yaratılan beden algısı ve diyet kültürü kişileri hızla kilo vermeye zorluyor. Bu hızlı kilo verme süreci, öğün atlama, aşırı düşük kalorili diyetler ve yoğun egzersiz gibi sağlıksız davranışlara yol açıyor” dedi.
“KADINLARDA ADET DÜZENSİZLİĞİ VE KEMİK ERİMESİNE YOL AÇIYOR”
Hastalığın fiziksel etkilerine dikkat çeken Arslan, "Hızlı kilo kaybı, vücuttaki kas kütlesi ve su oranının azalmasına yol açıyor. Bu durum, bazal metabolizma hızının düşmesine ve organ fonksiyonlarının bozulmasına neden oluyor. Aynı zamanda elektrolit kayıpları, kalpte ritim bozuklukları ve ani ölümlere sebep olabiliyor. Kadınlarda ise düşük kalorili beslenme adet döngüsünün durmasına ve buna bağlı olarak osteopeni ve osteoporoz (kemik erimesi) gelişmesine neden oluyor" diye konuştu.
“DEPRESYON VE İNTİHARA KADAR GÖTÜREBİLİR”
Anoreksiya nervozanın yalnızca fiziksel değil, ciddi psikolojik sonuçlara da yol açtığını belirten Arslan, "Bu hastalık, kişinin beden algısının bozulması ile ortaya çıkar. Depresyon, anksiyete ve hatta intihar eğilimleri anoreksiya hastalarında sıkça görülebiliyor" ifadelerini kullandı.
“AÇLIKTAN DUYULAN AĞRIDAN MUTLULUK HİSSEDİYORLAR”
Hastalığın ilerleyen evrelerinde anoreksiya nervoza hastalarının, yemekle ilgili takıntılı davranışlar geliştirdiğini söyleyen Dr. Arslan, "Bu kişiler, yemek tarifleri araştırmak, başkalarına yemek hazırlamak ancak kendileri yememek, lokmaları sayarak çiğnemek gibi ritüeller geliştiriyor. İleri seviyelerde ise **açlık nedeniyle oluşan ağrıdan bile tatmin duyar hale gelebiliyorlar. Çünkü bu, bedenlerini kontrol ettiklerini düşündükleri bir süreç oluyor" dedi.
“VÜCUT KİTLE İNDEKSİ 17’NİN ALTINA DÜŞMEDEN MÜDAHALE EDİLMELİ”
Anoreksiya nervozada erken müdahalenin hayati önem taşıdığını vurgulayan Arslan, "Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 17’nin altına inmeden müdahale edilmesi gerekiyor. VKİ 15’in altına düştüğünde hastalık, çok ciddi ve tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Bu aşamada genellikle hastaneye yatış ve klinik takip gerekebiliyor" şeklinde konuştu.
“GEÇ KALMAK ORGANLARDA KALICI HASAR BIRAKIYOR”
Özellikle ergenlik dönemindeki kız çocuklarının, sosyal medya ve akran baskısının etkisiyle hızlı kilo verme çabasına girdiğini belirten Dr. Arslan, anoreksiyanın uzun süre tedavi edilmemesi halinde kalp, böbrek ve beyin gibi hayati organlarda geri dönüşü olmayan hasarlar oluşabileceğini söyledi.
“MULTİDİSİPLİNER TEDAVİ ŞART”
Anoreksiya nervozanın sadece bir yeme bozukluğu olmadığının altını çizen Arslan, "Psikiyatrist, psikolog, diyetisyen ve dahiliye uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından tedavi edilmesi gerekiyor. Bu hastalık çok katmanlı ve yaşamı tehdit eden bir psikiyatrik bozukluk. Erken tanı ve tedavi, yaşam kurtarıyor. Ancak en büyük zorluk, hastaların hastalığı kabul etmekte direnç göstermesi" diyerek sözlerini tamamladı.
