Fidan, motorların ABD Kongresi’nde beklediğine yönelik daha önceki sözlerine değinerek, tartışmaları “dezenformasyon” ve “kara propaganda” bağlamında değerlendirmenin ötesine geçti; savunma sanayiindeki yerlileşme ve millileşme çabalarına yönelik haksız eleştirilere sert tepki gösterdi.
DEZENFORMASYON VE KARA PROPAGANDA ELEŞTİRİSİ
Fidan, açıklamasına dezenformasyonun ve manipülasyonun temel propaganda teknikleri arasında yer aldığını hatırlatarak başladı. “Bunlar siyasi mücadelenin bir ayağı olarak kullanılıyor” diyen Bakan, konunun önemine rağmen şahsi olarak bu tür suni tartışmalara fazla enerji harcamadığını söyledi. Ancak savunma sanayinde emeği küçümseyen ve yerlileşme çabalarına saygısızlık eden söylemlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
SAVUNMA SANAYİSİNDEKİ BAŞARI VE YERLİLİK ORANI
Fidan, savunma sanayindeki yerlileşme oranının zaman içinde önemli ölçüde arttığını belirterek, sektörün bugünkü başarısının arkasında binlerce mühendis ve uzun yıllara yayılan yoğun çalışmaların bulunduğunu hatırlattı. ASELSAN, TAI, ROKETSAN, HAVELLSAN, BAYKAR ve BMC gibi kurum ve firmaların adlarını anarak, yerlileşme oranının yüzde 20’den yüzde 80’e çıktığını söyledi. Bu dönüşümün küçümsenmeyecek bir başarı olduğunu vurgulayan Bakan, üretim ve sahada kullanım tecrübelerinden örnekler verdi; İHA/SİHA’lar, mühimmat, elektronik harp cihazları ve piyade tüfekleri gibi ürünlerin sahada kullanıldığını aktardı.
SAHADA EDİNİLEN DENEYİMİN ÜRETİME KATKISI
Fidan, MİT’ten başlayarak sahada edinilen verilerin yerli mühendislikle paylaşıldığını ve bu sayede ürünlerin geliştirilip bugünlere ulaştığını ifade etti. Kendisinin de bu ürünlerin hem kullanıcısı hem de gelişimine katkı sunan bir aktör olduğunu söyleyerek, son 20 yıldır kesintisiz süren bir çalışma ve fedakârlık hikâyesine işaret etti.
DİPLOMASİK TEDBİRLER VE YAPTIRIMLARIN KALDIRILMASI GÖREVİ
Bakan Fidan, Dışişleri Bakanı sıfatıyla öncelikli görevlerinden birinin, savunma alanında Türkiye’ye uygulanan açık ve örtülü kısıtlamaların diplomasi yoluyla kaldırılması olduğunu belirtti. Bu kapsamda hangi ürünlerin, hangi ülkelerce kısıtlandığının tespit edildiğini, Savunma Sanayii Başkanlığı ile koordineli olarak kaldırılması gereken yaptırımların takip edildiğini anlattı. Son iki yılda Kanada, Hollanda, Norveç ve Belçika ile ilgili bazı kısıtlamaların kaldırıldığını; Almanya ile ilgili konuların büyük ölçüde çözülmüş olduğunu, ABD kaynaklı bazı kısıtlamaların ise kısmen devam ettiğini aktardı.
“BENİM GÖREVİM BUNLARI KALDIRMAK” VE ALTERNATİF SEÇENEK VURGUSU
Fidan, bu yaptırımları kaldırmak için ilgili kurumların talebi doğrultusunda adımlar attığını, ancak diplomatik yollarla ilerleme sağlanamazsa Türkiye’nin alternatif tedbirlere yönelmesinin gerekebileceğini söyledi. “Ben bunu kaldırmaya uğraşırken, karşı taraf mantıklı bir izahat getiremezse ve konuyu ilerletemezsek benim milli güvenliğim bunu başka yerden alma gereğini doğurur” diyerek, diplomasiyle çözüm bulunamazsa güvenlik ve savunma ihtiyaçlarının başka kaynaklardan karşılanabileceği mesajını net biçimde verdi.
TARTIŞMAYI FARKLI ALANLARA TAŞIMAMA UYARISI
Fidan, milli güvenlik meselelerinin dezenformasyonla sulandırılmaması gerektiğini; bu tür tartışmaları suni gündemlere çekmenin hem haksız hem de tehlikeli olduğunu belirtti. Diplomasi, bölgesel güvenlik, yeni pazar arayışları ve enerji alanları gibi öncelikli dış politika gündemlerini öne alırken, savunma sanayiinin çalışmalarına ve emeğine saygı gösterilmesini istedi.