Derin felsefi ve psikolojik katmanlarıyla izleyiciyi içsel bir yolculuğa çıkaran bu etkileyici yapıt, 4, 5 ve 6 Ağustos tarihlerinde Yakîn Sahne’de seyirciyle buluşacak. Prömiyer, 4 Ağustos’ta yapılacak.
KİMLİK, BENLİK VE BELİRSİZLİK ÜZERİNE SARSICI BİR SORGULAMA
Pirandello’nun 1926 yılında yayımladığı Biri, Hiçbiri, Binlercesi romanı, “Ben kimim?” sorusunu merkeze alarak bireyin kendi kimliğiyle, toplumun ona biçtiği kimlik arasındaki çatışmayı mercek altına alıyor. Romanın başkahramanı Moscarda, bir gün aynaya baktığında kendi yüzünü yabancı biri gibi görmesiyle, benliğine dair tüm algısını sarsıcı biçimde sorgulamaya başlar. Başkalarının onu nasıl gördüğüyle, kendisini nasıl algıladığı arasında bir uçurum fark eden Moscarda, yavaş yavaş tüm kimlik katmanlarını söküp atmaya koyulur.
Yakîn Tiyatro’nun sahneye uyarladığı bu metin, yalnızca tiyatro izleyicisine değil; düşünmekten ve sorgulamaktan çekinmeyen herkese hitap ediyor. Oyunda, karakterlerin iç dünyalarıyla seyirci arasında kurulan güçlü bağ, tiyatronun samimi atmosferinde derin bir etkileyicilik kazanıyor.
HEİSENBERG BELİRSİZLİĞİ’NDEN SAHNEYE YANSIYAN FELSEFE
Oyunun anlatımında, kuantum fiziğinde yer alan Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi de güçlü bir metafor olarak yer buluyor. Tıpkı bir parçacığın konumu ve hızının aynı anda tam olarak belirlenememesi gibi, insanın benliğini gözlemleme çabası da benzer bir belirsizliğe saplanıyor. Moscarda’nın aynayla olan hesaplaşması, izleyiciye yalnızca bir karakterin değil, insan olmanın doğasında yer alan varoluşsal sancının da temsilini sunuyor.
METNİN İÇİNDEN YANKILANAN BİR MONOLOG: “İSİMLER ÜZERİNE”
Oyunun etkileyici metninde yer alan şu cümleler, eserin ne denli derin ve şiirsel olduğunu kanıtlar nitelikte.
“İsimden kastımız, dışarıdan bize yüklenen her türlü kavramsa —
Eğer ismimiz yokken bu kavramlardan yoksunsak
Ve o zaman içimizdeki şeyler körleşiyorsa…
Ben yaşıyorum. Hayat daha bitmedi.
Ve hayat, isimler hakkında bir şey bilmez.”
Bu dizeler, bireyin toplumsal etiketlerden sıyrılarak kendi özüne ulaşma çabasını etkileyici bir dille gözler önüne seriyor.
ANKARA’DAKİ SANATSEVERLER İÇİN KAÇIRILMAYACAK BİR FIRSAT
Ankaralı tiyatroseverler için derinlikli bir deneyim sunmaya hazırlanan Biri, Hiçbiri, Binlercesi, hem klasik edebiyatla tiyatronun gücünü birleştiriyor hem de izleyicisini kendi iç dünyasıyla yüzleştirme iddiası taşıyor. Yakîn Tiyatro’nun titizlikle hazırladığı bu prodüksiyon, görsel sadelikle düşünsel yoğunluğu harmanlayan sahne diliyle dikkat çekiyor.
Pirandello’nun evrensel sorularla dolu metni, Yakîn Tiyatro’nun güçlü yorumuyla tiyatroseverleri derin bir içsel sorgulamaya davet ediyor. Kimliğin, benliğin ve insan olmanın anlamı üzerine düşündürücü bir yolculuk için bu özel oyunu kaçırmayın.
