Dilekçede, mevcut CHP Genel Merkez yönetiminin, 38. Olağan Kurultay’da kurultay iradesini organize şekilde ortadan kaldırdığı ve bunun hukuka ve kamu düzenine aykırı olduğu savunuldu. Delegeler, mevcut yönetimin hukuka aykırı yollarla partiyi ele geçirdiğini ve bu yönetimin görevde kaldığı sürece yapılacak her kurultayın “zehirli meyve” niteliğinde olacağını öne sürdü.
MUHALİFLERE YÖNELİK ENGELLEMELER VE CEZA DAVALARI
Başvuruda, Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında düzenlenen iddianamelere ve açılan ceza davalarına dikkat çekildi. Dilekçede, Özgür Özel lehine oy kullanmaları için bir kısmı delegelere maddi menfaat sağlandığı, belediye başkanlığı ve meclis üyeliği tekliflerinde bulunulduğu, CHP’li belediyelerde işe yerleştirme vaadinde bulunulduğu ve yüzlerce kişinin yargılandığı hatırlatıldı.
Delegeler, mevcut yönetimin 6 Nisan ve 21 Eylül 2025 tarihlerinde düzenlenen 21. ve 22. Olağanüstü Kurultayların, yönetimi korumak ve “hukuka karşı hile” yapmak amacıyla gerçekleştirildiğini öne sürerek, bu kurultayların yok hükmünde sayılması gerektiğini savundu.
KURULTAY İRADESİNİN GASBEDİLDİĞİ VURGUSU
Dilekçede, mevcut yönetimin muhaliflere yönelik disiplin süreçleriyle parti içi demokrasiyi engellediği, CHP’nin kurultay iradesinin organize şekilde gasbedildiği ve bunun kamu düzenine aykırı olduğu ifade edildi. Delegeler, yargıdan, mevcut yönetimin tedbiren görevden uzaklaştırılmasını ve önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu üyelerinin göreve iadelerini talep etti.
TALEPLER NETLEŞTİ
Dilekçede ayrıca, 38. Olağan Kurultay’ın batıl olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi, 21. ve 22. Olağanüstü Kurultaylarda alınan tüm kararların yok hükmünde sayılması ve 39. Olağan Kurultay sürecinde yapılan tüm seçimlerin iptal edilmesi talep edildi.
CHP’deki kurultay tartışmalarının, parti içi demokrasi, hukukun üstünlüğü ve kamu düzeni bağlamında mahkeme sürecine taşındığı bu başvuru, partideki tartışmaların yeni bir boyut kazanmasına yol açtı.