DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, ‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bazı kesimlerin bu süreci basit bir pazarlık gibi görmesini eleştiren Bakırhan, sürecin Türkiye’nin geleceği açısından bir “varoluş meselesi” olduğunu söyledi.
“Vatandaşa bu süreci doğru anlatmak zorundayız”
DEM Parti Parti Meclisi, güncel siyasal gelişmeleri ve yeni süreci değerlendirmek üzere Genel Merkez’de toplandı. Toplantı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakırhan, Türkiye’de başlatılan Terörsüz Türkiye sürecinin kendileri için yeni ve ağır bir sorumluluk doğurduğunu vurgulayarak, “Bu süreci vatandaşımıza doğru anlatmak zorundayız” dedi.
“Orta Doğu’da dönüşmeyen, ayakta kalamayacak”
Bakırhan, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan hızlı değişimlere dikkat çekti. Orta Doğu’nun yeni bir siyasi ve güvenlik düzeni arayışında olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Yeni bir dünya kuruluyor, yeni bir Orta Doğu şekilleniyor. Ukrayna savaşla yanıyor, Gazze İsrail saldırılarıyla kanıyor, Irak belirsiz, Suriye paramparça. İsrail’in saldırgan politikaları, İran’a yönelik tehditler... Bütün bölge çoklu gerginliklerin içinde savruluyor. Eski ittifaklar çöküyor, yeni ittifaklar kuruluyor. Orta Doğu’da dönüşmeyen, artık ayakta kalamayacak gibi görünüyor.”
“Felaket değil, selamet yolunu seçtik”
Bakırhan, Türkiye’de barışın sağlanmasına yönelik başlatılan sürecin tarihi bir adım olduğunu dile getirerek, “Terörsüz Türkiye olarak adlandırılan bu süreç, yarım asırlık düğümü çözmekte önemli bir fırsattır. Pusulamızı savaştan barışa çevirdik. Artık felaket değil, selamet yolunu seçtik. Şimdi bu süreci menzile ulaştırmak gibi bir sorumluluğumuz var. Geciken her adım, yeni can ve mal kayıplarına neden oluyor.” İfadelerine yer verdi.
“Ya barışı inşa edeceğiz, ya felaket senaryosunun bir parçası olacağız”
Türkiye’nin kritik bir yol ayrımında olduğunu dile getiren Bakırhan, Türk ve Kürt halkları arasında demokratik temelde yeniden bir bağ kurulması gerektiğini söyledi. Aksi halde Orta Doğu’daki felaket senaryolarının Türkiye’yi de içine alabileceğine dikkat çekerek, “Ya Türk ve Kürt ilişkilerini demokratik temelde yeniden kuracağız ya da bu coğrafyanın felaket senaryosunda biz de tükenip gideceğiz.” Şeklinde konuştu.
“Bu süreç basit bir pazarlık değil, varoluşun kendisidir”
Süreç karşıtı söylemlere de sert tepki gösteren Bakırhan, barışın öneminin hafife alınmaması gerektiğini belirterek, “Bugün bazıları demokratik toplum ve barış sürecini basit bir pazarlık sanıyorlar. Üzülerek izliyoruz. Oysa bu bir pazarlık değil, bir varoluş meselesidir. Bunu bu ciddiyetle anlamak, algılamak ve davranmak gerekiyor.” Dedi.
“İkballeriniz için barış umudunu baltalamayın”
Bakırhan son olarak süreci baltalamaya çalışan kişi ve çevrelere çağrıda bulunarak, “Biz sadece Kürt meselesini çözmüyoruz, aynı zamanda Türkiye’yi ve bölgeyi geleceğe hazırlıyoruz. Biz büyük düşünüyoruz, ama bazıları küçük hesapların peşinde koşuyor. İkballeriniz uğruna barış umudunu baltalamayın. Bu topraklara artık korku ve paranoya ekmeyi bırakın. Ayrıştırma politikalarının hasadı yalnızca acı ve gözyaşıdır.” İfadelerini kullandı.
