Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 yılı programında yer alan ifadeler, emeklilik sisteminde büyük bir dönüşümün habercisi oldu. Programda, çalışanların daha uzun süre istihdamda kalmasını teşvik edecek ve mali yük oluşturmadan uygulanacak yeni bir aylık bağlama sistemi (ABO) üzerinde çalışıldığı belirtildi.
Emekli maaşının belirlenmesinde en kritik faktörlerden biri olan Aylık Bağlama Oranı (ABO), çalışanların prim gün sayısına ve çalıştıkları döneme göre maaş miktarını belirliyor.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Emin Yılmaz, sistemin yıllar içinde çalışan aleyhine değiştiğini belirterek, “2000 öncesi dönemde ABO oranı en az yüzde 60’tı ve her 240 gün için yüzde 1 artış eklenebiliyordu. 2008 sonrası dönemde ise oran yüzde 2’ye sabitlendi” dedi.
Uzmanlara göre emekli maaşındaki düşüşün nedeni sadece ABO oranları değil. Primlerin yatırıldığı tutar da maaşı doğrudan etkiliyor.
Yılmaz, “Vasıfsız işe başlayan biri maaşını artırsa bile primleri hep asgari ücret üzerinden yatırılırsa, düşük ABO nedeniyle emekli maaşı da düşük olur” ifadelerini kullandı.
Yeni düzenleme ile uzun süre çalışanların daha yüksek maaş alması hedefleniyor. Cumhurbaşkanlığı programında yer alan çalışmada, emeklilik sisteminin sürdürülebilirliğini güçlendirmek ve çalışma barışını korumak amaçlanıyor.
Yılmaz, mevcut sistemde 3.600 gün prim ödeyenle 9.000 gün prim ödeyen arasındaki maaş farkının sınırlı olduğuna dikkat çekerek, “Reformla bu farkın adil hale getirilmesi bekleniyor” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Meclis’te görüşülen torba yasa kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarında işveren payının 1 puan artırılması ve asgari ücretin 7,5 katı olan prim kesintisi üst sınırının 9 kata çıkarılması planlanıyor.
Yeni sistemle birlikte emeklilik hesaplamalarında prim gün sayısı ve kazanç oranına dayalı daha adil ve sürdürülebilir bir modelin hayata geçirilmesi hedefleniyor.