Uzak Doğu kökenli olan ve “Asya uzun boynuzlu kenesi” olarak da bilinen tür, ilk olarak İstanbul’da bir vatandaşın üzerinde fark edildi. Prof. Dr. Keskin, “Muhtemelen Çin menşeli bir tür. Ülkemize yerleştiğini ve burada üremeye başladığını tespit ettik” dedi

Prof. Dr. Keskin ve Japon araştırmacı Dr. Kandai Doi iş birliğinde gerçekleştirilen saha çalışması ve laboratuvar analizleri, saygın bilimsel dergilerden Experimental and Applied Acarology’de yayımlandı. Çalışmalar, kenenin Türkiye’de hem yerleşik hale geldiğini hem de larva, nimf ve ergin dişi evrelerini tamamlayarak aktif biçimde ürediğini ortaya koydu.

Yeni kene türünün en çarpıcı özelliği, taşıdığı hastalık sayısının fazlalığı. Prof. Dr. Keskin, “Bu türün 30’dan fazla hastalık etkenini taşıdığı biliniyor. Aralarında hayvanlarda ve insanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek vektörler de var” dedi.

Bu hastalıklar arasında SFTS (Severe Fever with Thrombocytopenia Syndrome) gibi ölümcül viral hastalıklar ile bazı bakteriyel ve paraziter patojenler yer alıyor.

TOGÜ bünyesindeki araştırma ekibi, Haemaphysalis longicornis'in Türkiye'deki popülasyonunu ve taşıdığı mikroorganizmaları izlemeye devam ediyor. Uzmanlar, bu türün kontrol altına alınması için halk sağlığı, veterinerlik ve tarım alanlarında eşgüdümlü önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.

TOGÜ bünyesindeki araştırma ekibi, Haemaphysalis longicornis'in Türkiye'deki popülasyonunu ve taşıdığı mikroorganizmaları izlemeye devam ediyor. Uzmanlar, bu türün kontrol altına alınması için halk sağlığı, veterinerlik ve tarım alanlarında eşgüdümlü önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.