20 ila 58 yaşları arasında, orta düzeyde kafein tüketen 40 sağlıklı yetişkin üzerinde yapılan araştırma, kafeinin yalnızca uyanıklık sağlamadığını; aynı zamanda beynin gece boyunca nasıl çalıştığını da etkilediğini gözler önüne serdi.
KAFEİN, EN ONARICI UYKU EVRESİNİ ENGELLİYOR
Araştırma sonuçlarına göre, özellikle öğleden sonra tüketilen kafein, beynin REM dışı (NREM) uyku evresi sırasında daha aktif kalmasına yol açıyor. Bilim insanları, bu durumun daha yüzeysel, dinlendirici olmayan bir uykuya neden olduğunu vurguluyor. Oysa REM dışı uyku evresi, vücudun kas ve dokularını onardığı, kalp atış hızının ve beyin aktivitelerinin yavaşladığı, en derin ve onarıcı uyku dönemi olarak biliniyor. Kafein ise bu dönemde beynin daha aktif çalışmasına sebep olarak uyku kalitesini doğrudan düşürüyor.
BEYİN SİNYALLERİNİ RASTGELE HALE GETİRİYOR
Çalışmanın başyazarı Prof. Dr. Philipp Thölke, kafeinin toplum genelinde yoğun olarak tüketilmesi nedeniyle bu bulguların halk sağlığı açısından önemli olduğunu belirtti. Thölke, "Kafein uykuyu geciktirir ama tamamen engellemez. Ancak kafein etkisi altındayken beynin işleyişi ve uyku yapısı doğrudan etkileniyor. Uyurken bile beyin daha aktif kalıyor" ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar ayrıca, kafein alımının beynin elektriksel sinyallerini daha düzensiz hale getirdiğini, beynin sürekli daha uyarılabilir bir modda çalıştığını tespit etti. Bu durum, özellikle dinlenme ve onarım evresi olan derin uykuda, beynin olması gerektiği gibi sakinleşmesini engelliyor.
GENÇ YETİŞKİNLER DAHA DUYARLI
Araştırmada yaş faktörü de önemli bir etken olarak değerlendirildi. 20-27 yaş arasındaki bireylerin, özellikle REM uykusu sırasında kafeinin olumsuz etkilerine daha duyarlı olduğu belirlendi. Bu farklılığın, yaşla birlikte beyindeki adenozin reseptörlerinin azalmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Adenozin, uyku isteğini artıran bir kimyasal; kafein ise bu reseptörleri bloke ederek uyanıklık sağlıyor.
Bununla birlikte, araştırmacılar yaş fark etmeksizin tüm gruplarda kafeinin derin uyku üzerindeki olumsuz etkilerinin benzer şekilde görüldüğünü vurguladı.
UYKU KALİTESİ NEDEN ÖNEMLİ?
Uykunun yalnızca dinlenme değil, beyin ve beden sağlığı için onarıcı bir süreç olduğu biliniyor. Uyku kalitesindeki düşüş, kısa vadede, Sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, hafıza sorunları, gibi problemlere yol açarken; uzun vadede ise, kalp hastalıkları, diyabet, obezite, kanser, gibi ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabiliyor.
KAHVE TÜKETİMİNE SAAT SINIRI GETİRİN
Montreal Üniversitesi'ndeki uzmanlar, özellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde kafein tüketiminin sınırlandırılmasını tavsiye ediyor. Uyku kalitesinin sadece toplam uyku süresiyle değil, beynin derin uyku evrelerine girebilmesiyle ilişkili olduğu belirtiliyor.
Araştırma yalnızca sağlıklı bireyler üzerinde yürütülse de uzmanlar, nörolojik rahatsızlıkları olan bireylerin de kafeinden kaçınması gerektiği görüşünde.