İşçi, hangi gerekçeyle işten ayrılırsa ayrılsın, birikmiş izin günlerinin ücretini son brüt maaşı üzerinden alma hakkına sahiptir.

İşveren, çalışan işçiye kullanılmayan izinlerin ücretini ödeyemez; bu ödeme ancak iş akdi sonlandığında yapılır. İşveren ve işçi karşılıklı anlaşsa dahi, çalışırken izin ücretinin verilmesi yasaya aykırıdır.

İşverenler, işçinin izne çıkmadığı halde izin kullanılmış gibi evrak düzenleyebilir. Ancak izinlerin gerçekten kullandırıldığını kanıtlama yükümlülüğü işverene aittir.

Bu kanıt, imzalı izin defteri veya eşdeğer belgelerle sağlanır. İşçinin fiilen izin yapmadığı bir dönemde zorla alınan imzalar hukuken geçerli kabul edilmez.

İşçi, işten ayrıldıktan sonra 5 yıl içinde kullanılmayan izin ücretini talep etmezse, zamanaşımı nedeniyle bu hakkını kaybeder. İşveren ödeme yapmazsa işçi bu süre içinde dava açarak hakkını aramalıdır.

Bazı işçiler, işlerini kaybetme korkusuyla izne çıkmadıkları halde izinli gösterilen belgeleri imzalamak zorunda kalabiliyor. Bu durumda, çalışılan günleri kanıtlayacak belgeler ve kayıtlar büyük önem taşıyor.

Mahkeme süreçlerinde bordro, kamera kaydı, vardiya listesi gibi deliller, hakların geri alınmasını sağlar.

Kullanılmayan yıllık izin günleri, işten ayrılmadan önceki son brüt maaş üzerinden hesaplanır. Bu tutar, prime esas kazanç matrahına dahil edilerek sosyal güvenlik primi, işsizlik sigortası, gelir ve damga vergisi kesintileri yapılır. Ancak brüt ücret, asgari ücretin 7,5 katını aşarsa, aşan kısım sadece gelir vergisine tabi tutulur.

İşçinin kıdemine göre yıllık izin süreleri şöyledir:
1-5 yıl arası çalışanlara: En az 14 gün,
5-15 yıl arası çalışanlara: En az 20 gün,
15 yıldan fazla çalışanlara: En az 26 gün.

Ayrıca 18 yaş altı ve 50 yaş üzeri çalışanlara yıllık en az 20 gün izin verilmesi zorunludur. Yıllık izin kural olarak bölünemez; ancak işçi ve işveren anlaşırsa en az 10 günü kesintisiz olmak şartıyla geri kalan izin günleri bölünerek kullanılabilir.

Editör Hakkında