Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, enflasyonun yüksek olduğu yıllarda emeklilik dilekçesinin verilme tarihindeki değişikliklerin emekli aylıklarını önemli ölçüde etkilediğini belirtti. Emeklilik sürecinde Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) dikkate aldığı faktörler arasında prime esas kazançlar, prim ödeme gün sayısı ve aylık bağlama oranı bulunuyor. Ancak enflasyonun yüksek olduğu yıllarda dilekçenin verilme tarihi, bağlanacak emekli aylığının tutarını belirlemede kritik bir rol oynuyor.
HABERİN DEVAMI DİĞER SAYFADA --->
Karakaş, emekli aylıklarının oluşumunu değerlendirirken, prime esas kazançların, prim ödeme gün sayısının ve aylık bağlama oranının yüksek olmasının aylığın yüksek olmasında etkili olduğunu vurguladı. Özellikle 2008 yılından sonra girişi olanların çalışma sürelerinin ve prim ödemelerinin artmasıyla birlikte aylık bağlama oranının da yükseldiğini ifade etti. Karataş şu ifadeleri kullandı:
“Çalışırken her ay SGK’ya bildirilen maaşınız, fazla mesainiz, tüm ücretlerin toplamı baz alınıyor. Kazançlarınızın yüksek olması da bağlanacak olan maaşın yüksek olup olmaması açısından bir numaralı etken. Yine prim ödeme gün sayınız. Yani kaç yıl hizmetiniz var, ne kadar prim gün sayınız var, 7 bin gün mü, 8 bin gün mü, 9 bin gün mü, 10 bin gün mü? Bunlar son derece etkilidir. Özellikle 2008 yılından sonra girişi olanlar için ne kadar çok çalışması olursa, aylık bağlama oranı da yüksek oluyor. Dolayısıyla maaşlar da yüksek oluyor”
Aylık bağlama oranının zaman içindeki değişimine dikkat çeken Karakaş, 2000 öncesi, 2000-2008 arası ve 2008 sonrası dönemlerdeki aylık bağlama oranları arasındaki farklara değindi. Bu dönemlerde aylık bağlama oranlarında yaşanan düşüş ve değişikliklerin emekli aylıklarını etkilediğini belirtti.
Karakaş, “Sosyal güvenlik kurumu, emeklilik maaşı bağlanması ile ilgili sisteme baktığımız zaman güçlü bir ayrımın söz konusu olduğunu görüyoruz. Birincisi 2000 yılı öncesi çalışmalar. Burada aylık bağlama oranı çok yüksek. 2000 ile 2008 yılı arasına geldiğimiz zaman aylık bağlama oranı biraz düşüyor. 2008 yılından sonra aylık bağlama oranı tamamen düşüyor. Dolayısıyla SGK maaş hesaplaması yaparken bu karma sistem üzerinden maaş bağlanıyor” şeklinde konuştu.
Kamu ve özel sektördeki emeklilik sistemleri arasındaki yıl farkına da değinen Karakaş, özel sektördeki işçilerin ve kamu sektöründeki çalışanların dilekçe verme tarihlerinin farklılık gösterdiğini açıkladı. Bu farklılığın, emekli aylıklarının hesaplanmasında etkili olduğunu ifade etti. Karataş yaptığı açıklamada şu şu ifadeleri kullandı:
“Özel sektöre işçilerinin 1 Ocak 2023 ile 31 Aralık 2023 tarihleri arasında dilekçe verildiği zaman 2023 yılı içerisinde dilekçe verilmiş oluyor. Fakat kamu sektöründe maaşlar genelde ayın 15’inde alındığı için yıl 15 Ocak 2023’te başlıyor 14 Ocak 2024’te bitiyor. Dolayısıyla özel sektör işçileri için 31 Aralık 2023 tarihi ve öncesinde verdikleri takdirde maaşları farklı hesaplanacak. Ama 1 Ocak 2023’ten sonra verdikleri takdirde maaşlarının hesaplanması farklı olacak. Ancak kamu işçilerine baktığımız zaman 31 Aralık 2023 günü geçse bile 14 Ocak 2024 tarihine vermeleri halinde yine 2023’e göre maaşları hesaplanacak. Enflasyon oranı kasım ayı itibariyle yıllık yüzde 61,98’e ulaştı. Yine orta vadeli planda büyüme yani gelişme hızı dediğimiz oran yüzde 4,4 oldu. Bütün SSK’lılar ve Bağ-Kurlar için genelleme yapmak elbette ki yanlış. Ancak genel olarak bir değerlendirme yaptığımızda, aralık ayı enflasyonu da ortaya çıktığı zaman ve bu oran yüzde 65’in üzerinde ve büyüme oranı da yüzde 4,4 ve üzeri olduğunda, özel sektör işçilerinin 1 Ocak 2024 tarihinden sonra direkçe vermelerinin daha avantajlı olduğunu görüyoruz”
TES İLE AYLIK BAĞLAMA ORANLARI %25 DÜŞEBİLİR HABERİMİZ İÇİN TIKLAYINIZ
Enflasyonun emeklilik aylıklarını etkileyen önemli bir faktör olduğunu belirten Karakaş, enflasyon oranının yüksek olduğu durumlarda, yeni yılda emeklilik dilekçesinin verilmesinin daha avantajlı olabileceğini söyledi. Yıl sonu enflasyon beklentilerine göre, enflasyonun yüksek çıkması durumunda ocak ayında dilekçe verenlerin avantajlı olacağını vurguladı. Karataş şu şekilde konuştu:
“Aralık ayı enflasyonu yüksek çıkarsa, yani yüzde 4, yüzde 5, yüzde 6 gibi çıkarsa, tekrar söylüyorum, kişi özelinde değerlendirmek gerekiyor, ancak genel olarak ocak ayında dilekçeyi verenler daha avantajlı olacaktır. Enflasyon yüzde 65 civarında olduğu zaman geçen yılki gibi çok büyük bir fark çıkmayacağını öngörüyoruz. Ancak enflasyon oranı, beklenti anketlerinde olduğu gibi yüzde 67 veya daha yüksek olduğu zaman elbette ki fark açılacaktır”
TES İLE AYLIK BAĞLAMA ORANLARI %25 DÜŞEBİLİR HABERİMİZ İÇİN TIKLAYINIZ
Karakaş, kıdem tazminatlarında da yeni yılda değişiklikler olabileceğine işaret ederek, özellikle asgari ücret üzerinden hesaplanan kıdem tazminatlarında artış beklentisine dikkat çekti. Asgari ücretteki olası artışın, kıdem tazminatlarını önemli ölçüde etkileyebileceğini belirtti. Karataş kıdem tazminatı için şu ifadelerle sözlerini sonlandırdı:
“Şu andaki kıdem tazminatına baktığımız zaman 23 bin 498 lira olduğunu görüyoruz. Yani aralık ayında emekli olacak bir işçi, maaşı 50 bin lira da olsa 60 bin lira da olsa kıdem tazminatı 23 bin 498 lira olacak. Bunun üzerinden hesaplama yapılacak. Yine asgari ücret üzerinden çalışan için 13 bin 414,50 lira üzerinden kıdem tazminatı hesaplanacak. Ancak Ocak ayına geldiğimiz zaman, şu anda ki asgari ücretin en az yüzde 50 civarında artması beklentisi de söz konusu. Dolayısıyla Ocak’ta emekli olunduğu takdirde, asgari ücretli olanlar için söylüyorum, asgari ücret üzerinden maaş hesaplanacağı için neredeyse kıdem tazminatları yüzde 50 oranında bir artış söz konusu olacak. Yine çok yüksek maaş alanlar, işçilerin ise, şu anda 23 bin 498 lirayı tavan üzerinden almalarına karşın, enflasyon verilerini göz önünde bulundurduğunda, memur maaş katsayıları dikkate alındığı için kıdem tazminatı tavanında yüzde 50 gibi bir artış söz konusu olacak. Böylece 35 bin lira civarında bir tavan söz konusu olacak.”