Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından yürütülen Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi Projesi, önemli bir kilometre taşına daha ulaştı. Proje, 5 Ağustos 2016 tarihinde imzalanan sözleşme ile başladı ve 2023 yılına kadar süren yoğun bir çalışma dönemini içerdi.


2019 yılında yapılan platform seçimi ve 2020'de tamamlanan konsept belirleme çalışmalarının ardından, proje hızla ilerledi. Mart 2022'de üretim faaliyetlerine geçilerek, mayıs-kasım 2022 arasında komponent montajları tamamlandı ve kasım ayında son montaj hattı devreye alındı.


2022 yılının sonlarına doğru başlayan yoğun sistem testleri, 2022 aralık ve 2023 ocak aylarında devam etti. Bu süreçte, 10 Şubat 2023 tarihinde planlanandan önce uçağın hangardan çıkışı gerçekleştirildi. Ardından, 12 Şubat 2023'te motor çalıştırma testleri yapıldı ve 17 Mart 2023'te ilk yavaş taksi testleri başarıyla tamamlandı.

Test pilotu Barbaros Demirbaş'ın kontrolünde, KAAN adlı hava aracı, TUSAŞ'ın Mürted Hava Meydanı pistinden havalanarak başarılı bir ilk uçuş gerçekleştirdi. 27 Aralık'ta planlanan ilk uçuş, güvenlik sebepleriyle ertelenmişti ancak KAAN, dün sabah saatlerinde pistten ayrılarak gökyüzüyle buluştu.


İlk uçuşta, TUSAŞ'ın deneyimli test pilotu Barbaros Demirbaş pilot koltuğundaydı. Uçuş sırasında bir F-16 uçağı da eşlik etti. KAAN'ın ilk uçuşu yaklaşık 13 dakika sürdü ve hava aracı 8 bin feet irtifaya ve 230 knot hıza ulaştı.













BUNU BAŞARAN BEŞİNCİ ÜLKEYİZ


Türkiye, KAAN adlı beşinci nesil savaş uçağının başarılı ilk uçuşunu gerçekleştirerek, bu alanda önde gelen ülkeler arasına katıldı. Daha önce ABD, Rusya, Çin ve Japonya'nın benzer uçakları bulunurken, KAAN'ın uçuşuyla birlikte Türkiye, beşinci nesil savaş uçağı geliştiren beşinci ülke konumuna yükseldi. Bu başarı, Türkiye'nin savunma sanayisindeki ilerlemesini ve teknolojik kabiliyetlerini bir kez daha kanıtlıyor. Ayrıca, Hindistan'ın 2025 yılında benzer bir proje için uçuş yapmayı planlaması da bu alandaki rekabetin ve ilginin devam ettiğini gösteriyor.













2028 yılında Hava Kuvvetlerine toplam 20 adet KAAN Blok 10 uçağının teslim edilmesi planlanıyor. Bu tarih itibariyle, milli üretim motorun kullanılmasıyla üretim sürecine geçilecek. Şu anda KAAN'da ABD üretimi F110 turbofan motoru kullanılıyor ancak 2028'den sonra yerli üretim motorlar tercih edilecek. Bu adım, Türkiye'nin milli savunma sanayisindeki bağımsızlık ve yeteneklerini artırmayı hedefliyor.

KAAN, Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterindeki F-16 jetlerine kıyasla birçok üstün özellik sunmaktadır. İşte KAAN'ın F-16'lara göre üstün olduğu başlıca özellikler:




  1. Hayalet (gizli) uçak olmalarını sağlayan düşük radar kesiti: KAAN, radar algılanabilirliğini azaltan tasarımı sayesinde düşman radarları tarafından daha az tespit edilebilir.




  2. Yüksek manevra yeteneği: KAAN, yüksek manevra kabiliyeti sayesinde karmaşık hava muharebelerinde üstün performans sergileyebilir.




  3. Süpersonik hızını uzun süre kullanmasını sağlayan süper seyir (supercruise) yeteneği: KAAN, süpersonik hızda uzun süre uçabilme kabiliyetine sahiptir, bu da hızlı müdahale ve operasyonel esneklik sağlar.




  4. Gelişmiş aviyonik sistemler: KAAN, radar, sensörler ve diğer hava araçları da dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan bilgi toplama ve işleme yeteneğine sahip gelişmiş aviyonik sistemlere sahiptir.




  5. Bilgi paylaşma ve koordinasyon yeteneği: Diğer hava araçları ve yer tabanlı sistemlerle bilgi paylaşma ve faaliyetlerini koordine etme kabiliyetine sahiptir, bu da daha etkili ve entegre bir operasyonel ortam sağlar.




  6. Çok çeşitli görevleri yerine getirebilme: KAAN, hava hava muhaberesinden havadan yere saldırıya ve istihbarat, gözetleme ve keşif görevlerine kadar geniş bir yelpazede görevleri başarıyla yerine getirebilir.




  7. Hava hava muhaberesinde uzun menzilden hedef vurma: KAAN, hava hava muharebesinde rakiplerine daha uzun mesafeden etkili bir şekilde hedef vurma kabiliyetine sahiptir, bu da operasyonel avantaj sağlar.




Bu özellikler, KAAN'ın modern savaş gereksinimlerine uygun olarak tasarlanmış ve Türk Hava Kuvvetleri'nin operasyonel kapasitesini önemli ölçüde artırmaktadır.