Yapıcıoğlu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Abdullah Öcalan’ın Meclis’te PKK’nın lağvını açıklaması önerisinin ardından başlayan yeni çözüm süreci tartışmalarına dair partisinin yaklaşımını açıkladı. Süreci desteklediklerini belirten HÜDA PAR lideri, PKK’nın 12 Mayıs’ta silah bırakma kararı almasını olumlu bir adım olarak yorumladı ancak açıklamalarda hâlâ “ideolojik saplantıların” izlerine dikkat çekti. Röportaj, HÜDA PAR’ın Ankara’nın Pursaklar ilçesindeki yeni genel merkezinde gerçekleştirildi. Yapıcıoğlu, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
SÜREÇ DEVLET BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISIYLA BAŞLADI
Tartışmaların fitilini, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de yaptığı açıklama ateşledi. PKK’nın 27 Şubat’ta başlayan silahsızlanma çağrısı ve 12 Mayıs’taki fesih kararı süreci hızlandırdı. Yapıcıoğlu’nun değerlendirmeleri ise bu gelişmelerin ardından geldi.
Yeni anayasa tartışmaları ve çözüm süreci, Türkiye'nin iç barışı, demokratikleşme süreci ve siyasal sistem açısından hayati öneme sahip. HÜDA PAR'ın bu süreçteki pozisyonu, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki seçmenler üzerinde etkili olabilir. Yapıcıoğlu’nun anayasanın ilk dört maddesi, parlamenter sisteme dönüş ve Kürt Sorunu’nun tanımı gibi konularda yaptığı açıklamalar, tartışmaların seyrini etkileyebilir.
"BU SÜRECİ ASIL YÜRÜTENLER PLANLARINI YAPMIŞ GÖRÜNÜYOR"
Yapıcıoğlu, yeni çözüm sürecinin Abdullah Öcalan ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) arasında uzun süren görüşmeler sonucu şekillendiğini belirterek, sürecin arka planına dair şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu süreç aslında Abdullah Öcalan ile MİT arasında uzun bir süre görüşmelerle yürüdü. İmralı'ya gidip Öcalan ile görüşüp gelen heyet üyeleri dahi bazı ayrıntılara henüz vakıf değiller... Bu süreci asıl yürütenler detaylarıyla oturup konuşmuşlar, planlarını yapmışlar gibi bir görüntü var.”
"BAŞARI ŞANSI ÖNCEKİLERE GÖRE DAHA YÜKSEK"
Yapıcıoğlu, sürecin geçmişteki benzer girişimlerden daha başarılı olabileceğini savundu. Üç temel sebebe dikkat çekti:
- Uluslararası konjonktürün daha uygun olması
- CHP ve MHP’nin süreç önünde artık aynı şekilde direnç göstermemesi
- Devlet içindeki eski derin yapıların etkisinin azalması
Bahçeli’nin Meclis’te komisyon kurulması önerisini de olumlu karşıladıklarını ifade etti.
"DEM PARTİ'DEN RESMİ BİR TALEP GELMEDİ"
Sürece dair siyasi partiler arasında görüşmelerin sürdüğü bir ortamda, Yapıcıoğlu’na DEM Parti ile temas kurup kurmadıkları soruldu. Bu soruya: “Şimdiye kadar kimseyi kapımızdan kovmadık” diye yanıt veren HÜDA PAR lideri, kurumsal bir talep gelmediğini ancak kişisel düzeyde bazı temasların olduğunu söyledi.
Hatay’daki 6 Şubat depreminin yıldönümünde DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile uçakta yan yana oturduklarını ve bu tür karşılaşmalarda sohbet ettiklerini ifade etti.
"ON BİNLERCE KÜRT DEVRİM FANTEZİLERİNE KURBAN EDİLDİ"
Yapıcıoğlu, PKK'nın silahlı mücadeleye son verme kararını olumlu bulmakla birlikte, örgütün açıklamalarındaki ideolojik vurgulara dikkat çekti:
“Marjinal Türk solunun devrim fantezilerine on binlerce Kürt genci kurban edildi.”
Abdullah Öcalan’ın sosyalizm anlayışındaki değişimleri eleştiren Yapıcıoğlu, "İdeolojik altyapılarını da gözden uzak tutmamak lazım" diyerek temkinli olunması gerektiğini vurguladı.
"KÜRT SORUNU HUKUKLA ÇÖZÜLMELİ"
Kürt Sorunu’nun yalnızca silahlı mücadeleyle değil, hukuki ve anayasal reformlarla çözülebileceğini belirten Yapıcıoğlu, yeni bir anayasanın gerekliliğini şu sözlerle dile getirdi:
“Kardeşliğin edebiyatı çok yapıldı. Sadece edebiyat yapmakla olmuyor. Mutlaka bunun hukuki bir zemininde olması gerekiyor. Nedir bu? Kanun önünde tam bir eşitliktir.”
Eğitim, dil ve vatandaşlık tanımlarında anayasal düzeyde düzenlemelere gidilmesi gerektiğini ifade etti.
"ANAYASANIN ŞURASINA BURASINA DOKUNULMAZ DERSENİZ..."
Yapıcıoğlu, anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilmesini yasaklayan dördüncü maddeye yönelik eleştirilerini sürdürdü:
“Şimdi siz eğer anayasanın şurasına burasına dokunulmaz diye bir madde koyarsanız, onu donuklaştırırsanız, bu gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır.”
1982 Anayasası’nı eleştiren Yapıcıoğlu, bu yapının Kenan Evren’in ruhunu taşıdığını iddia etti ve “Kenanistken, 'Biz Kemalistiz' demeyin” ifadesini kullandı.
"CUMHURİYET KARŞI DEĞİLİZ"
Anayasal sistemle ilgili tartışmalarda Cumhuriyet’e karşı olduklarına dair iddiaları reddeden Yapıcıoğlu, 1924 Anayasası’na atıf yaparak şöyle konuştu:
“Hayır, biz Cumhuriyet'e karşı değiliz, biz saltanat yanlısı değiliz... Yine bir madde koyalım diyelim ki 'devletin idare şekli Cumhuriyettir', bunu hiç kimse değiştirmesin.”
"BU DÜNYANIN SONU DEĞİL"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni desteklemiş bir lider olarak Yapıcıoğlu, günümüzde parlamenter sisteme dönüşün tartışılabilir olduğunu vurguladı:
“Parlamenter sisteme de dönüş olabilir, bu dünyanın sonu değil. Bu bir iman, akide meselesi değil, siyasi bir mesele.”
Sistemin avantaj ve dezavantajlarının konuşulması gerektiğini savunarak, bu tartışmanın yeni anayasa süreciyle birlikte yürütülmesi gerektiğini dile getirdi.
"MECLİS BU DEĞİŞİKLİĞİ YAPABİLECEK GÜÇTE"
Mevcut Meclis’in yüzde 97-98’lik temsil oranıyla anayasa değişikliği için elverişli bir zemin sunduğunu belirten Yapıcıoğlu, partilerin ortak zeminde buluşmasının mümkün olduğunu söyledi:
“Şu anda Meclis'te 16 parti var. (...) Bu nedenle bir uzlaşı kültürüyle siyasi partilerin bir araya gelerek herkesin kendi talebini söylemesi ve buluşulacak ortak noktayı araması gerekir.”