İşgalci İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde bir kez daha ateşkesi hiçe sayarak sivillerin sığındığı bir bölgeyi hedef aldı. Han Yunus kentinde, zorla yerinden edilen Filistinlilerin barındığı Al-Najat Mülteci Kampı’na düzenlenen hava saldırısında ilk belirlemelere göre 2’si çocuk toplam 5 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıda çok sayıda kişinin yaralandığı, enkaz altında kalanlar olabileceği ifade ediliyor.
Gazze’de devam eden insani kriz her geçen gün daha da derinleşirken, savaşın en savunmasız kesimi olan kadın, çocuk ve yaşlıların sığındığı mülteci kampları sık sık saldırıya maruz kalıyor. İsrail ordusunun bu kez hedef aldığı Al-Najat Kampı, evleri yıkılan ve güvenli bölge arayışıyla Han Yunus’a sığınan binlerce Filistinlinin geçici barınma noktalarından biri.
Saldırı sonrası bölgeye ulaşan sivil savunma ekipleri, dar alan ve yoğun nüfus nedeniyle müdahalede güçlük yaşadı. Enkaz altında kalanların olma ihtimali sebebiyle arama kurtarma çalışmalarının sürdüğü aktarıldı.
ATEŞKES VAR AMA SALDIRILAR DURMUYOR
İsrail'in saldırısı, yürürlükte olduğu belirtilen ateşkes sürecine rağmen gerçekleştirildi. Uluslararası toplum tarafından “zorunlu insani ara” olarak nitelenen bu süreçte dahi sivillerin hedef alınması tepkilere neden oluyor.
Filistinli yetkililer, İsrail’in ateşkes sürecini sık sık ihlal ederek sivillere yönelik saldırılarını sürdürdüğünü belirtiyor. İnsan hakları örgütleri ise mülteci kamplarına yönelik her saldırının “uluslararası hukukun ağır ihlali” olduğunu vurguluyor.
ŞEHİT SAYISI 70 BİNİ AŞTI
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana bilanço giderek ağırlaşıyor. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre; 70 bin 117 Filistinli hayatını kaybetti, 170 bin 999 kişi yaralandı.
Bölgedeki altyapı, hastaneler, okullar ve mülteci kampları büyük ölçüde kullanılamaz hale geldi.
GAZZE’DE ACİL İNSANİ YARDIM İHTİYACI DERİNLEŞİYOR
İsrail’in sık sık vurduğu Han Yunus ve çevresi, temel yaşam malzemelerine ulaşımın en zor olduğu bölgelerden biri halinde. Mülteci kamplarında; temiz suya erişim sınırlı, gıda sevkiyatı neredeyse durma noktasında, sağlık hizmetleri yetersiz, barınma koşulları ağır.





