Ankara’nın gri havasını, kuru ayazını yumuşatan ‘La’ kelimesini hemen hemen her gerçek Ankaralı kullanıyor. Kimi zaman bir isyan, kimi zaman bir rica, bazen de şaşkınlığın sesi olan bu ifade artık sadece bir kelime değil. Birden fazla duyguya tercüman olan bu ifadenin anlamlarını derledik.
BİR KELİMEDEN FAZLASI
Ankara’da “LA” kelimesinin tek bir anlamı yok. Ankaralılar için bu kelime, bir cümleye sığmayan samimiyetin, sokakta yankılanan doğal bir tepkinin karşılığı.
Duruma göre değişen bir ruh hâli, bazen gülümseten bir tepki, bazen de içten gelen bir yakınlık ifadesi.
Sokakta tanımadığınız birine “Baksana la, saat kaç?” deyin; muhtemelen gülümseyerek “He la, 3’ü 5 geçiyo” cevabını alırsınız. Bir çay ocağına girip “Hadi gardaş la, bi demli” derseniz, o çay belki de bedava gelir.
Metroda kapılar kapanırken “La bi dur la!” diye seslenirseniz, o anda herkesin yüzünde bir tebessüm belirir.
LA SÖZLÜĞÜ
La bi dur la! Kızgınlık “Kızılay’da otobüs kaçırdım, şoför bi dur la dedi!”
Hadi gardaş la Rica Çay ocağında: “Bi çay söyle la, üşüdük!”
Bebeler nerde la? Arayış “Ulus’ta kayboldum, bebeler nerde la?”
Baksana la Mevzu var “La, yeni açılan dönerciye gidelim mi?”
La bi dur la! İkaz (tekrar) Trafikte: “Korna çalma la, yeşil yandı!”
Harbi mi la? Soru “Ankara’da kar yağdı mı la, harbi mi?”
Yok la İnanmama “Beşiktaş şampiyon mu? Yok la!”
Vay la Şaşırma “Metro 10 dakika gecikti, vay la!”
He la Onaylama “Soğuk algınlığı geçti mi? He la!”
La la la Tehlike! “Polis geldi, la la la, kaç!”
ANKARA’NIN KİMLİĞİ GİBİ OLDU
Başkentin ayaz havasını yumuşatan bu kelimeyle bir Ankaralıyla samimi bir şekilde tanışmanın ilk adımı oluyor. Çünkü bu kelime, şehirde aidiyetin, dostluğun ve esprili yaşam tarzının ortak simgesi haline gelmiş durumda.
Ankara’da “LA” demek, yalnızca konuşmak değil; şehre karışmak, onun bir parçası olmak demek.
 
             
             
                             
                             
                            





