Depremin, Marmara çukurluğu olarak bilinen alanda, Tekirdağ segmenti ile Kumburgaz segmentinin kesişimine yakın bir noktada meydana geldiğini belirten Özmen, sarsıntının Marmaraereğlisi’nin yaklaşık 18 kilometre güneyinde gerçekleştiğini ifade etti. Uzman isim, 23 Nisan 2025’te Kumburgaz segmentinde yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depreme atıfta bulunarak, son depremin bu olayın artçılarından biri olabileceğini dile getirdi.
KUMBURGAZ SEGMENTİNDE TEHLİKE DEVAM EDİYOR
Özmen, Tekirdağ segmentinin 1912 yılında 7.2 büyüklüğünde bir depremle kırıldığını, bu nedenle yeniden büyük bir deprem üretmesinin uzun zaman alacağını hatırlattı. Ancak Kumburgaz segmentinin 1766 yılında art arda 7’den büyük iki büyük deprem ürettiğini söyleyerek, bu hattaki gerilimin hala yüksek seviyede olduğunu vurguladı. Özmen, 23 Nisan’daki 6.2’lik depreme rağmen burada enerji boşalmasının gerçekleşmediğini, bu nedenle daha büyük depremlerin olma ihtimalinin güçlü olduğunu kaydetti.
“MARMARA’DA TEHLİKE GEÇMİŞ DEĞİL”
Bazı çevrelerde dile getirilen “Marmara’nın deprem tehlikesi geçti” görüşlerine katılmadığını belirten Özmen, “Bu bölge çok sayıda fay hattı barındırıyor ve potansiyel olarak daha büyük depremler üretmeye müsait. Dolayısıyla riskin bittiğini söylemek mümkün değil” dedi.
ARTÇI SARSINTILAR BEKLENİYOR
Deprem sonrası artçı sarsıntıların sürebileceğini kaydeden Özmen, büyüklüğü 4 ve üzerinde yeni depremlerin yaşanma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti. Ana şokun ardından saatler ve günler içinde farklı büyüklüklerde sarsıntıların olabileceğine dikkat çekti.
VATANDAŞLARA UYARI: HASARLI BİNALARA GİRMEYİN
Özmen, vatandaşlara da uyarılarda bulunarak, hasar görmüş binalara kesinlikle girilmemesi gerektiğini vurguladı. Bu tür sarsıntılardan sonra riskli yapıların tehlike oluşturabileceğini söyleyen uzman isim, “Az da olsa daha büyük bir deprem ihtimalini göz ardı etmemeliyiz” dedi.
“BÜYÜK MARMARA DEPREMİNİN AYAK SESLERİ”
Son depremin, beklenen büyük Marmara depreminin habercisi olabileceğini ifade eden Özmen, bunun kısa vadede olacak bir depremin işareti şeklinde yorumlanmaması gerektiğini de ekledi. Ancak bu sarsıntının, Marmara’daki gerilimin yüksek seviyede olduğunu ve bölgenin hala büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip bulunduğunu net biçimde gösterdiğini söyledi.
DEPREM ÇALIŞMALARININ HIZLANMASI GEREKİYOR
Afet Yönetimi Uzmanı Özmen, İstanbul ve Marmara başta olmak üzere Türkiye genelinde deprem riskini azaltacak çalışmaların hızlandırılması gerektiğine de dikkat çekti. Özmen, “Var olan projelerin sayısı, niteliği ve kapsamı artırılmalı. Depreme dirençli şehirler oluşturmak için zaman kaybetmemeliyiz” ifadelerini kullandı.