Yeni tip sürücü belgesi için son tarih 31 Ekim
Yeni tip sürücü belgesi için son tarih 31 Ekim
İçeriği Görüntüle

Şeniz Aksoy’un yeni sergisi, doğanın gücü, teknolojinin etkisi ve insanın varoluşsal sorgulaması arasında şekillenen kurgusal manzaralardan oluşuyor. Eserlerinde yer alan bilinmedik uçan cisimler, doğanın çığlığını temsil eden girdaplar, yarı nesnel ve yarı havasal oluşumlar izleyiciye hem doğu hem batı manzara resmi geleneğini çağrıştıran devasa bir görsel evren sunuyor.

Sanatçı, “manzara” kavramını yalnızca doğayı betimleyen bir alan olarak değil, insanın içsel dünyasıyla bağlantı kuran bir düşünme mekânı olarak yeniden tanımlıyor.

ZAMAN, BELLEK VE GELECEĞİN BELİRSİZLİĞİ

“Uzaklaşan Gelecek, Hatırlanan Manzaralar”, zaman algısının değişkenliği üzerine odaklanıyor. Aksoy’un resimlerinde geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçerken; kayıplar, kırılmalar ve belirsizlikler somutlaşan manzaralara dönüşüyor.

Sanatçıya göre, tıpkı beklenmedik bir olayla yüzleşen insanın yaşamında olduğu gibi, bu manzaralarda da hiçbir şey durağan değil; her an değişen, yeniden şekillenen bir evren izleyiciye sunuluyor. Bu yönüyle sergi, modern dünyanın hızla değişen dinamiklerini ve insanın bu değişim karşısındaki kırılganlığını gözler önüne seriyor.

TEKNOLOJİ, ZAMAN VE MEKÂN ÜZERİNE BİR SANAT DİLİ

Aksoy’un resimlerinde yer alan teknolojik nesneler ve hareket duygusu, Fütürizm akımını anımsatsa da sanatçı bu etkiyi kendi çağdaş bakış açısıyla yeniden yorumluyor.

İnternetin ve dijital dünyanın getirdiği mekânsızlık hissi, eserlerdeki sürekli değişim ve tamamlanmamışlık duygusuyla birleşiyor. Tuvalin kimi yerlerinde bilerek bırakılan beyaz zemin, hem boşluk hissini hem de bitmemiş bir anlatının sürekliliğini sembolize ediyor.

GÖRSEL DERİNLİK VE SİNEMATOGRAFİK ZAMAN ALGISI

Sergideki eserlerde yer, gök ve ara alanlar arasında geçişken bir yapı hâkim. Renklerin oluşturduğu üç boyutlu mekan duygusu, izleyiciyi adeta bir film karesi içinde yolculuğa çıkarıyor.

Tuvalde yer alan uçaklar, uzay araçları ve mimari yapılar, insanın evrendeki yerini sorgulayan metaforlar olarak öne çıkıyor. İzleyici, kimi zaman sanki bir kameranın gözünden bakar gibi, bu devasa kurgusal manzaranın içinde kendi varlığını yeniden konumlandırıyor.

VAROLUŞSAL BİR METAFOR OLARAK MANZARA

“Uzaklaşan Gelecek, Hatırlanan Manzaralar”, yalnızca bir resim sergisi değil; aynı zamanda soyutlama ve figürasyonun iç içe geçtiği bir varoluş anlatısı. Şeniz Aksoy’un daha önce hiç görmediği, “geleceğin manzaraları” olarak tanımladığı bu eserler, hem sanatçının kişisel belleğinden hem de çağımızın ortak kaygılarından besleniyor.

Kaynak: Fatma Doğanay