Terör’ün milleti, devleti, ırkı, cinsiyeti, mezhebi olmaz. Amaç ve niyet ne olursa olsun, öldürülen bir insanın yaşama hakkından daha değerli olamaz. Eğilip koklasanız ağzından hala süt kokusu gelirdi Korhan’ın. Annesi-babası için büyümeyen çocuktu daha, tüm anne-baba olanların hissettiği gibi. Hayatı, insanları, dünyayı, ihaneti, sevgiyi, ekmek kazanmayı, mücadeleyi, idealleriyle yaşamayı yeni öğrenecekti.
Bir ay önce evlenmişti daha. Aile olmayı bile tadamadı... Bırakmadılar. Kendisi çocukluktan yeni erişkinliğe geçiyordu daha, çocuk sevgisini, baba olmayı, yuva kurmayı, sahiplenmeyi, sahiplenilmeyi öğrenecekti… İzin vermediler.
Korhan şehit olunca bir eve ateş düşmedi. Binlerce eve, milyonlarca yüreğe düşmemişse bu ateş, ben onların insanlık erdeminden şüphe ederim. Elbette anne-babasının, ağabeyinin, bir aylık eşinin, dostlarının, akrabalarının, silah arkadaşlarının, sevenlerinin içindeki ateş bambaşka. Ama daha yirmibeş yaşında ki, gencecik bir fidanın bayrağa sarılmış, geride gülümseyen bir fotoğraf ve artık anılarda kalmış hayallerinin, umutlarının kaybolduğuna ağlayan, tüm sevenlerinin bu halini görüp de, burun direği sızlamayan, boğazına bir şeyler düğümlenmeyen insan varmıdır? Eğer ki “ben insanım” diyor ise, ne kadar yabancı, tanımıyor olursa olsun, bu ateş herkese, her eve düşmelidir.
Çünkü er-geç herkesi yakıyor bir şekilde.
Oyun öyle kurgulanmış.
Herkes sorgulamalı; neler oluyor bu güzel ülkeye, bu insanlara diye... Paylaşılamayan ne?
Paylaşılmak istenen ne?
Korhan’a ve onbinlerce masum evlada kurşun sıkan, sıktıran, aracılık eden, yataklık eden, besleyen ve bu niyeti içinde barındıranların vicdanı rahat ise, gece kabuslar görmeden, huzurlu uyuyor ise; bizler içinde sorun yok. Bir Korhan ölür, binlercesi dirilir. Tüm bu memleket sevdalıları gönüllerde yaşarlar. Ya bu kanın sorumluları, azmettiricileri, çanak tutucuları, kanla beslenenler, kan üzerine siyaset yapanlar. Onların ne yaşayacak bir gönülleri, ne de yatacak yerleri var. Her iki alemde de.
“Vatan sağ olsun...” elbette...
Ama hep gariban, sahipsiz, işçi, memur, köylü ve arkanda kodaman ya da siyasi bir gücü olmayanların öldüğü, Vatan’ın kaymağını yiyenlerin, bu ölümlere timsah gözyaşı döktüğü bir yer olmaya devam ettiği sürece bu kan durmaz, durmayacaktır.
Her şeye rağmen bir vicdan muhasebesi ise tüm bu yaşananlar ve yaşanacaklar, bizler sonuna kadar “Vatan sağ olsun” diyenlerdeniz. Gerisini diyemeyenler, diyemecekler, demeyenler, kirli amaçların, kirli oyunların uşağı olanlar düşünsün…
SAYGILARIMLA..