Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin düzenlediği “Dünden Bugüne Spinoza Felsefesi” söyleşisine konuk oldu. Etkinlik, 4 Aralık 2025’te AYBÜ Felsefe Bölümü Toplantı Odası’nda gerçekleştirilen Haftalık Kitap Okuma Atölyesi ve “Spinoza Okumaları” programı kapsamında yapıldı.
Modern dünyaya ışık tutan Spinoza değerlendirmesi
Söyleşide Spinoza felsefesinin modern düşünceye, çağdaş psikolojiye ve insan davranışlarına etkisi kapsamlı biçimde ele alındı. Prof. Dr. Arıcan, Spinoza’nın yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde geniş bir okur topluluğuna ulaştığını belirtti. Özellikle Ethica eserinin, felsefe ile psikolojinin buluştuğu özgün bir zemin sunduğunu ifade etti.
Ethica’nın modern danışmanlık yaklaşımları için “kurucu bir düşünsel kaynak” niteliğinde olduğuna dikkat çekildi.
Üç kritik kırılma noktası
Prof. Dr. Arıcan, Spinoza felsefesinin yükselişini belirleyen üç temel kırılma noktasını şu şekilde değerlendirdi:
-
Kartezyen ikiciliğe karşı bütüncül yaklaşım: Ruh ve bedenin ayrılmaz bir birlik oluşturduğu anlayışın, özellikle nörobilim alanı için önemli bir perspektif sunduğu belirtildi.
-
Özgürlük kavramının yeniden tanımlanması: Spinoza’nın özgürlüğü “istediğini yapmak” yerine, “aklın gereğini bilerek yaşamak” şeklinde konumlandırdığı ifade edildi. Bu yorumun gençlerin ilgisini çektiği vurgulandı.
-
Ahlakın içsel bir ödev olarak yorumlanması: Ahlakın, bireyin kendi varlığını anlama çabasıyla ilişkili olduğu; Ethica’nın bu anlamda yalnızca bir ahlak kuramı değil, “yaşam felsefesi” sunduğu dile getirildi.
Duyguların rolü: Bastırmak değil anlamak
Konuşmada, Spinoza’nın duygulara yaklaşımının modern psikoloji açısından işlevsel bir çerçeve sunduğu aktarıldı. Prof. Dr. Arıcan, duyguların bastırılmasının değil, doğru anlaşılmasının önemine vurgu yaptı. Spinoza’nın bireye “duygularıyla yüzleşme ve onları dönüştürme kudreti” kazandırdığını belirtti.
Conatus ve Kaizen benzetmesi
Spinoza’nın “conatus” kavramının, insanın kendini gerçekleştirme ve varlığını sürdürme arzusunu ifade ettiği; bu yönüyle Japonya’da geliştirilen Kaizen anlayışıyla benzerlik taşıdığı belirtildi. Arıcan, arzu kavramının Spinoza düşüncesinde insan davranışlarının temel motoru olduğunu kaydetti.
Dijital çağın özgürlük krizi
Söyleşinin önemli başlıklarından biri de dijital çağda özgürlük oldu. Prof. Dr. Arıcan, sosyal medya, yapay zekâ ve dijital platformların bireyi edilgen hâle getirdiğini, Spinoza’nın pasif duygular yerine etkin duyguların güçlendirilmesini önerdiğini ifade etti.
Beğeni kültürü, kıskançlık ve dijital manipülasyonun Spinoza terminolojisinde “kölelik” hâli olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
“Aklın algoritmaya devri mümkün değil”
Yapay zekâ teknolojilerine ilişkin değerlendirmesinde, aklın algoritmaya devredilemeyeceğini belirten Prof. Dr. Arıcan, yapay zekânın sonuçları öngörebilse de nedenleri bilemeyeceğini söyledi. Dijital ölümsüzlük fikrinin bir yanılsama olduğunu, gerçek özgürlüğün ise bireyin kendi karar alma kudretinde bulunduğunu ifade etti.
“Gerçek bilgi insanı özgür kılar”
Etkinliğin sonunda Spinoza’nın “hakikat bilgisi” anlayışına dikkat çekildi. Prof. Dr. Arıcan, gerçek bilginin insanı özgürleştirdiğini; Spinoza’nın berrak ve tutarlı düşünce sistemiyle modern bireyin arayışına güçlü bir zemin sunduğunu kaydetti.





