Ayrılık kararının gerekçesi olarak federasyonun kuruluş ilkelerinden ve Alevi-Bektaşi inanç değerlerinden uzaklaşması gösterildi. Açıklamada, özellikle federasyon başkanı Dr. Haydar Baki Doğan’ın son dönemdeki siyasi yönelimlerinin rahatsızlık yarattığı ifade edildi.
İNANÇTAN SİYASETE KAYIŞ ELEŞTİRİSİ
HAKEV (Haydar Eren Eğitim ve Kültür Vakfı Aydınlı Cemevi), Eskişehir Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Cemevi, Adalar Cem Vakfı, Kartal Cemevi Vakfı ve Anadolu Bilim Kültür ve Cem Vakfı tarafından yayımlanan ortak bildiride, federasyonun "temsil ettiği değerlerden ve halkın vicdani beklentilerinden uzaklaştığı" belirtildi. Açıklamada, AVF Başkanı Haydar Baki Doğan’ın "inançsal değil siyasi bir gaye benimsediği" ifade edildi.
YÖNETİM ANLAYIŞINA SERT TEPKİ
Beş cemevi, Alevi Vakıflar Federasyonu'nun yönetim anlayışının da katılımcılıktan uzaklaştığını dile getirdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Federasyonun mevcut yapısı, inancın öz değerlerinden, halkın vicdani beklentilerinden, katılımcı ve hesap verebilir yönetim anlayışından, ortak akıl ve istişare kültüründen uzaklaşmıştır.”
Kurumlar bu nedenle federasyondan ayrılma kararı aldıklarını bildirerek, bu tutumun "bir kopuş değil, ilkelerle uyumlu hareket etme gerekliliği" olduğunu belirtti.
CEM VAKFI'NIN SİYASİ TEMASLARI TEPKİ TOPLADI
Ayrılık kararının, Cem Vakfı’nın kamuoyuyla paylaştığı hükümet temasları sonrasında gelmesi dikkat çekti. Vakıf açıklamasında, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gibi önemli isimlerle görüşmeler yapıldığı belirtilmişti.
Görüşmelerde, Alevi toplumunun talepleri arasında; cemevlerine yasal statü verilmesi, inanç önderlerinin kamu görevlisi olması, zorunlu din derslerinin seçmeli hale getirilmesi ve Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması gibi maddeler yer almıştı.
"İLKELERİMİZE SADIK KALMAK ZORUNDAYIZ"
Ayrılık kararı açıklamasında yer alan “Bu karar, bir kopuştan ziyade; ilkelerimize, inancımıza ve halkımıza karşı taşıdığımız sorumluluğun gereğidir” ifadesi, cemevlerinin bu süreci yalnızca idari değil, ahlaki bir duruş olarak da değerlendirdiklerini ortaya koydu.
