Ankara'da, Atis Fuarcılık tarafından 2'ncisi düzenlenen ve 22 Ekim’de kapılarını sanatseverlere açan "ArtNouva Sanat Fuarı" 26 Ekim 2025 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
ATO Congresium'da açılan fuar, bu yıl "mekân ve sanatın buluşması" temasıyla 100'ü aşkın katılımcı ve 1100'e yakın sanatçının eserlerini sanatseverlerle buluşturuyor.
Güney Kore, Rusya, İran, İtalya ve İngiltere'nin de aralarında bulunduğu 8 ülkeden sanatçılar fuarda eserlerini sergiliyor.

HER YIL ÜÇ ÖNEMLİ ETKİNLİK DÜZENLİYORUZ
Fuarın açılışında konuşan Eskişehir, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, bir konunun sanata, halka yönelik olmadığında gerçekten hiç değeri bulunmadığını belirterek, “İnsanların küçük bütçelerle bir takım resimler alıp evlerinin duvarlarına asmalarından bile o ülkede işlerin nereye gittiğini açıkça tahmin edebiliyorsunuz. Bizim Eskişehir de Tepebaşı Belediyesi olarak her yıl yaptığımız üç tane etkinlik var. Bir tanesi Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu. Pişmiş toprak bizim tuğla kiremit sektörünün şamot’undan kaynaklanıyor. 1926’da ilk kiremit tepebaşında yapılmış, önceden Marsilya’dan ithal ediliyordu. Ama 1926’dan sonra Tepebaşında yapılıyor.” dedi.

Pişmiş Toprak Sempozyumunun ortaya çıkış hikayesini anlatan Başkan Ataç, “2001 yılında bir sempozyum yapalım istedik. O zaman Bilgehan hocam ve rahmetli başkan yardımcımız Melih Savaş ile bir heykel sempozyumu yapalım istedik. ‘Orada hangi maddeyi kullanalım? Mermer mi olsun metal mi olsun ahşap mı olsun?’ derken birimizin aklına tuğla kiremitin şamotu geldi. Çünkü şamot Tepebaşı’nın en önemli özelliğiydi. 1926’da ilk kiremit Tepebaşı’nda yapılıyor. 1926’da Anadolu Avrupa Tuğla Fabrikası Anonim Şirketi İstanbul ve Eskişehir hissedarlarıyla kurulmuş. Ama uzun gitmemiş. 1927’de Eskişehir Marsilya Kiremiti ve Fabrika Tuğlası Limited Şirketini 5 ortakla kurmuşlar. Bu ortaklardan birisi de Sabri Kılıçoğlu. Bu çok değerli bir bilgi. Ondan sonra birçok fabrika kurulmuş. Son dönemlerde yapılan bu kolektif çalışmalar, Türkiye’de eşi benzeri olmayan çalışmalar. Örneğin kovidden dolayı yaptığımız Sağlık Anıtı. Kovidde sempozyumu yapamadık. Bilgehan ile konuştuk ve simgemiz olan baca şeklinde bir anıt yapmayı planladık. 57 sanatçıya online çağrıda bulunduk. Verilen ölçüdeki seramik parçalarına duygularını yansıtmalarını istedik. 450’ye yakın parça geldi. Resmi kayıtlardan aldığımız hekimlerin, diş hekimlerinin, eczacıların ve sağlık çalışanlarının isimlerini bir bir yazdık. Gelen 450’ye yakın parça ve yaklaşık 520 tuğlayı birleştirdik ve Sağlık Anıtı ortaya çıktı. Bugün dünyada o özellikte başka bir eser yok. İkinci kolektif çalışma ise Cumhuriyetin 100’üncü yılına özel yapılan anıt oldu. Cumhuriyetin 100’üncü yılına özel olduğu için sadece Türk sanatçılarla çalıştık. Yaklaşık 25 sanatçı geldi. Her biri yaptığı parçalara kendi duygularını yansıttı. Bu çok önemli düşünceler ve bunu yapan sanatçıların iş birliğiyle oluşan çalışmalar.

Son olarak bu Eylül ayında Frig Medeniyetinin Yazılıkaya’sının sempozyumunu yaptık. 9 sanatçı biri de Alman sanatçı. Bu sefer o 400 m2’lik Frig Medeniyetinin Yazılıkaya’sını biz 5x5 yani 25 m2 olarak çalıştık. Onu belirli parçalara bölüp bu sanatçılar Frig Medeniyeti adına ne hissediyor onu betimlemelerini istedik. Yine olağanüstü yine bir iş çıktı. Dolayısıyla üç tane çok önemli pişmiş toprak eseri Eskişehir’e kazandırmakla gurur duyuyoruz. ” ifadelerini kullandı.




