Ankara’da, Türkiye Yazarlar Birliği ve Mevlânâ Araştırmaları Derneği iş birliğiyle düzenlenen programda, Afganistan’ın Mevlânâ’sı olarak anılan Haydarî-i Vucûdî beşinci ölüm yıldönümünde rahmetle yâd edildi. Etkinlikte, onun tasavvuf anlayışı, edebi mirası, Türk halkına olan sevgisi ve Afganistan’daki etkileri masaya yatırıldı.
PROGRAMA KATILIM YOĞUNDU
Programa akademisyenler Prof. Dr. Karaismailoğlu ve Dr. Mohammad Nabi Basiri başta olmak üzere Afganistan Araştırmaları ve Çalışmaları Merkezi, Erguvan Göçmenler Entegrasyonu Derneği ve Sokhan Derneği temsilcileri, Türkiye ve Afganistan’dan birçok fikir insanı katıldı. Katılımcılar, Vucûdî’nin hayat felsefesi, Mevlânâ’ya olan bağlılığı ve edebi duruşunu farklı yönleriyle değerlendirdi.
"HAYDARÎ-Î VUCÛDÎ BİR GÖNÜL MİMARIYDI
Prof. Dr. Karaismailoğlu, konuşmasında Haydarî-i Vucûdî’yi “Afganistan’ın Arifler Yıldızı” olarak nitelendirdi. Özellikle 2014 ve 2015’te Türkiye’ye yaptığı ziyaretler sırasında Ankara, Kırıkkale ve Konya’da büyük ilgi gören konferanslar verdiğini belirtti. “Afganistan’da Mevlânâ” üzerine yaptığı sunumların geniş yankı uyandırdığını söyledi.
Vucûdî’nin Kırıkkale Üniversitesi ve Mevlânâ Araştırmaları Derneği tarafından düzenlenen sempozyumdaki “İttihâd ve Vahdet-i Govherî” başlıklı bildirisine de değinen Karaismailoğlu, onun hem akademik hem de manevi derinliği olan bir şahsiyet olduğunu vurguladı.
"ŞİİR GİBİ YAŞANMIŞ BİR HAYAT"
Vucûdî ile çocukluk yıllarından itibaren yakın ilişkisi olan Dr. Basiri, onun samimiyetle örülmüş bir ömür sürdüğünü anlattı. Türkiye’ye olan sevgisini her fırsatta dile getirdiğini söyleyen Basiri, hocasının pandemi döneminde bile Afganistan’ı terk etmediğini ve “Bir asker mevziyi terk etmez” sözleriyle direnişini ortaya koyduğunu belirtti.
"SADECE ŞAİR DEĞİL MÜCADELE ADAMIYDI"
Akademisyen ve yazar Prof. Abdul Hadi Wazeen ise Vucûdî’nin edebi yönünün yanı sıra döneminin zor koşullarında fikirsel direnişiyle de öne çıktığını ifade etti. Özellikle gençleri kötü yollara sürükleyen akımlara ve işgalcilere karşı mücadele eden bir bilge olarak tanımladı.
HAYDARÎ-Î VUCÛDÎ KİMDİR?
Asıl adı Gulâm Haydar olan Haydarî-i Vucûdî, 1939 yılında Afganistan’ın Pencşîr vilayetinde dünyaya geldi. Genç yaşta okulu bırakıp edebi ve tasavvufi çevrelere yöneldi. 1950’li yıllarda Kabil’e giderek kültürel faaliyetlere katıldı ve uzun yıllar halk kütüphanesi memurluğu yaptı.
Afganistan Yazarlar Birliği, Mevlânâ Severler Ocağı, Gazâlî Kurumu ve Sîmurg Edebiyat Ocağı gibi kurumlarda kurucu ve yönetici olarak görev aldı. 1989 yılından itibaren haftalık Mesnevî dersleri verdi. Klasik tarzda kaleme aldığı tasavvufi şiirlerle geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. Afganistan Kültür Bakanlığı tarafından kendisine “Necmu’l-Urefâ” (Ariflerin Yıldızı) unvanı verildi.
Yaklaşık 15 eseri yayımlanan Vucûdî, 10 Temmuz 2020 tarihinde vefat etti. Ölümünün ardından Afganistan Cumhurbaşkanı dâhil birçok devlet yetkilisi taziye mesajları yayınladı.