Anadolu’nun dört bir yanında olduğu gibi Ankara’nın köylerinde de eşkıya hikâyeleri halk hafızasında derin izler bırakmış durumda. Elmadağ’ın sert rüzgârlarında, Çubuk Vadisi’nin dar patikalarında, Derenşihlilerin yüzyıllardır anlattığı bir efsane dolaşır: Kör Kazım ve Elli Atlı’nın öyküsü.

İbrahim Terzioğlu’nun anlatılarından günümüze ulaşan bu hikâye, Ankara’nın kırsal belleğini, toplumsal mücadelelerini ve köy yaşamının dayanışma ruhunu bir arada sunuyor.

KÖYÜN BOŞALTILMASI VE BİR KAÇIŞIN AYAK SESLERİ

Kör Kazım’ın köyü basacağı haberini alan Derenşihliler sabah namazından önce topluca bir karar alır:

Köy tamamen boşaltılacaktır.

Gelin Kayası’na uzanan derin vadiye doğru; çocuklar, kadınlar, yaşlılar, hayvanlar ve kaçırabildikleri birkaç eşya ile sessizce yola koyulurlar. Kedi, köpek bile toplanır; hiçbir canlının ses çıkarmaması için küçük hayvanların ağızları bağlanır, cıngıraklar çıkarılır.

Köyün yiğitleri ise Akkaya’nın kuytu yerlerinde mevzilenerek haber beklemeye başlar. İkindiye doğru beklenen ses gelir:
Kör Kazım köye yaklaşmaktadır.

KÖR KAZIM VE ELLİ ATLISI: DİNMEK BİLMEYEN BİR ZALİMLİK

Kör Kazım, Yozgat’tan Konya’ya kadar dolaşan, her yeri talan eden bir eşkıyadır. Elli adamıyla birlikte Anadolu köylerini kasıp kavurur, atları en iyi atlarla yarışır. Osmanlı ordusundan kaçıp kendi çetesini kurduğu söylenir.

Körü olmasına rağmen nişancılığı dillere destandır:
“Alnından vurdu mu adamı, anında indirirmiş.”

Derenşihlilerin boşalttığı köye gelen Kazım, kimseyi bulamayınca öfkeden köpürür. Evin içindeki her şeyi talan eder, hayvanlara zarar verir, köyü darmadağın eder. Yine de aradığını bulamaz; köy boşalmıştır ama izler, dağlara doğru kaçıldığını ele verir.

EŞKİYA TUZAKLARLA OYALANMAKTADIR

Kör Kazım ve adamları izleri takip ederek derin vadilere iner. Yollar Elmalı Dere’ye, oradan İdris Dağı’nın eteklerine çıkar. Fakat Derenşihliler çevreyi çok iyi bildiğinden eşkıyayı sürekli oyalayan tuzaklar kurar.

Bir noktada Kazım’ın adamlarıyla bir grup köylü karşı karşıya gelir. Ardçoğulları’ndan Ahmet, Kazım’ın kurşununa hedef olur, atıyla birlikte yere düşer. Köprünün altına düşünce Kazım tek kurşunla onu öldürür.

Ancak tam o sırada köyün gençleri geri dönüp karşı atağa geçer. İkzi Bekir önderliğinde köylüler, Kazım’ın adamlarını dar bir vadide kıstırır. Patika yollardan kaçmaya çalışan eşkıyaların bir kısmı köprünün altındaki sulara düşer, bir kısmı gömülür, bir kısmı teslim olur.

O günün sonunda köylülerden kayıplar vardır, ancak kazanan onlar olmuştur.
Eşkıyanın korkulu rüyası Kör Kazım, artık bu topraklarda tutunamaz.

Uzman İsim Açıkladı: Deprem Riski Düşük İller
Uzman İsim Açıkladı: Deprem Riski Düşük İller
İçeriği Görüntüle

ELMADAĞ’DA YEŞEREN bBİR DİRENİŞ RUHU

Derenşi köyü halkı, birlik oldukça hem köylerini hem de namuslarını koruyabileceklerini anlar. Bu olaydan sonra köy meclisi toplanır ve bölgede bir daha benzer bir baskın yaşanmaması için yeni bir düzen kurulmasına karar verilir.

Köprüler tamir edilir, yollar genişletilir; köyler birbirine göz kulak olur. Böylece Elli Atlı efsanesinin altında yalnızca korku değil, dayanışmanın gücü yatar. Elli Atlı Efsanesi, sadece bir eşkıya hikâyesi değil; Ankara’nın dağlarında, derelerinde, köylerinde yüzyıllardır süregelen yaşam mücadelesinin bir yansımasıdır.

Kaynak: Sevda Ecem Karapolat