Uzun yıllar boyunca "deprem riski düşük şehir" olarak anılan Ankara, son yıllarda sıklaşan sarsıntılarla bu algıyı kaybetmeye başladı. Yerbilimciler, başkentin altından doğrudan bir fay hattı geçmese de çevresindeki aktif fay zonlarının ciddi bir tehlike oluşturduğunu belirtiyor. Uzmanlara göre Ankara’nın çevresinde bulunan Kuzey Anadolu Fayı, Eskişehir Fay Zonu, Tuz Gölü Fayı, Eldivan, Dodurga ve Elmadağ gibi çok sayıda diri fay, 7 büyüklüğüne ulaşabilecek depremler üretme potansiyeli barındırıyor.

Uzmanlar, “Deprem mesafe tanımaz” diyerek 2020 İzmir Depremi’ni örnek gösteriyor. 75 kilometre uzaklıktaki Bayraklı’da yaşanan yıkımın benzerinin Ankara için de yaşanabileceği uyarısında bulunuluyor.

YENİ HARİTALAR RİSKİ AÇIKÇA GÖSTERİYOR

Afet ve risk yönetimi alanındaki son bilimsel haritalar, Ankara’nın sanılandan çok daha riskli olduğunu ortaya koydu. 2018’de güncellenen Türkiye Deprem Tehlike Haritası’na göre, Ankara’da beklenen yer hareketliliği oranları önceki haritalara kıyasla yüzde 50'ye kadar artış gösterdi.

Yerbilimciler, söz konusu artışın nedenini son yıllarda elde edilen yeni diri fay bulgularına ve geçmişte yaşanan hasar yapıcı depremlerle bağdaştırıyor. Özellikle Bala, Akyurt ve Kalecik çevresindeki mikro sarsıntılar, yer altındaki hareketliliğin göstergesi.

Akara Deprem

Gazze’de kritik gelişme: Hamas ile El Fetih anlaştı!
Gazze’de kritik gelişme: Hamas ile El Fetih anlaştı!
İçeriği Görüntüle

ANKARA'DA ZEMİN SORUNU BÜYÜK

Yerbilimcilere göre Ankara’da risk sadece fay hatlarından değil, zeminden de kaynaklanıyor. Şehrin birçok bölgesi alüvyon yapıya sahip. Bu zemin türü, deprem anında “çanak etkisi” oluşturarak sarsıntının şiddetini büyütebiliyor. Demetevler, Sincan ve İncesu bölgeleri zemin yapısı açısından riskli görülürken, Çankaya’nın bazı kesimleri benzer sorunlar taşıyor. Uzmanlar, “Zemin zayıf, yapı stoku eski. Plansız büyüme ve düşük denetim, riski katlıyor” uyarısıyla riskin önemine dikkat çekiyor.

KAPLICALARIN OLDUĞU İLÇELER DE RİSKLİ Mİ?

Haymana, Kızılcahamam gibi ilçelerde yer alan jeotermal kaynaklardan ötürü bu ilçelerin deprem açısından risk taşıyabileceği görüşü de halk arasında yaygın. Ancak bu konuda kesin bir uzman görüşü bulunmuyor.

125 YILDA 12 YIKICI DEPREM YAŞANDI

Ankara tarih boyunca birçok depremden etkilendi. Son 125 yılda şehir genelinde 12 yıkıcı sarsıntı meydana geldi. 1938 Kırşehir depreminde başkent ağır hasar görürken, 1944 Bolu-Gerede depreminde de benzer tablo yaşandı. 2005 ve 2007 yıllarında Bala merkezli depremler, Ankara’nın doğrudan sallandığı son örnekler arasında yer alıyor. Bu tablo, başkentin “depremden muaf” olmadığı gerçeğinin altını çiziyor.

Ankara Deprem1

GÜVENLİ ŞEHİR ALGISI YANILGIYA DÜŞÜRÜYOR

Deprem bilimciler, Ankara’nın tamamen güvenli olduğuna dair inancın rehavete yol açtığı görüşünde. “Hiçbir şehir yüzde yüz güvenli değildir” diyen uzmanlar, yapı stoğunun büyük bölümünün eski haritalara göre inşa edildiğini, bu nedenle depreme karşı dayanıklılığının düşük olduğunu vurguluyor. Uzmanlar, 6 milyona yaklaşan nüfusuyla Ankara için mikrobölgeleme çalışmaları, kapsamlı deprem senaryoları ve risk azaltma planlarının acilen hazırlanması gerektiğini vurguluyor.

ANKARA'DA EN ÇOK HANGİ BÖLGELER GÜVENLİ?

Her ne kadar Ankara genel olarak riskli bir bölgede yer alsa da, zemini daha sağlam olduğu düşünülen bazı alanlar öne çıkıyor. İşte o bölgeler:

Çankaya’nın yüksek kesimleri (Oran, Dikmen, Çayyolu) kaya zemin yapısıyla görece daha dayanıklı.

Yenimahalle’nin bazı bölümleri (Yaşamkent, Ümitköy) benzer şekilde kayalık zemin üzerinde kurulu.

Çubuk ve Kalecik gibi ilçe merkezlerinde de zemin nispeten daha sağlam kabul ediliyor.

Deprem Ankara-1

Bu bilgilere bakarak söz konusu bölgelerde yaşayan vatandaşlar önlemini almalı. Çünkü zemin ne kadar sağlam olursa olsun, bina kalitesi düşükse risk devam ediyor.

DEPREM ANKARA’YI DA BULABİLİR

Deprem uzmanlarına göre, Ankara çevresinde 6.5 büyüklüğünü aşabilecek bir sarsıntı meydana gelmesi olasılığı göz ardı edilmeyecek boyutta. Dolayısıyla şehirdeki yapıların dayanıklılık testlerinden geçirilmesi, acil toplanma alanlarının gözden geçirilmesi ve halkın deprem bilincinin artırılması gerekiyor.

Kaynak: Haber Merkezi