Ulus’un ara sokaklarında, Hacı Bayram’ın hemen dibinde saklı bir hazine var. Ankara Vakıf Eserleri Müzesi. Ve bu müzede öyle bir eser var ki hikâyesi adeta film gibi…
NEVŞEHİR’DEN LONDRA’YA, ORADAN ANKARA’YA UZANAN YOLCULUK
Hikâye 1700’lü yıllara uzanıyor. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, hac dönüşü beraberinde çok kıymetli bir hediye getiriyor.
Altın ve gümüş sırma işlemeli, el dokuması, sülüs hatlarla ayetlerin işlendiği bir Kâbe örtüsü.
Bu nadide örtü, yıllarca Nevşehir’deki Kurşunlu Camiinde sergileniyor. Ancak 2003 yılında örtü gizemli bir şekilde çalınarak Londra’ya kaçırılıyor.

Sonrası tam bir kader anı…
Örtüyü satın almak isteyen bir İngiliz antikacı, değerinden şüphelenip Topkapı Sarayı Müzesi’ne danışıyor. Uzmanlar tek bir fotoğrafa bakıp: “Bu bizim!” diyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü hemen devreye giriyor, diplomatik süreçler başlıyor ve 2004 yılında örtü büyük bir törenle Türkiye’ye geri getiriliyor. Kapsamlı bir restorasyon sonrası, bugün Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’nde özel bir odada; iklimlendirilmiş, nemi kontrol edilen, karanlık bir bölümde özenle korunarak sergileniyor.

MÜZEDE HANGİ ESERLER VAR?
Elbette müze yalnızca bu eşsiz Kâbe örtüsünden ibaret değil. İçeride her biri ayrı bir hikâye taşıyan yüzlerce eser bulunuyor.
Anadolu’nun dört bir yanından getirilen asırlık halılar ve kilimler, Ddevasa şamdanlar, orijinal el yazması Kur’an-ı Kerimler, zarif hat levhaları Osmanlı’nın ince işçiliğini yansıtan çini ve maden eserleri…
Hepsi bir vakfın, bir dönemin, bir medeniyetin izini taşıyor. Hepsi paha biçilemez.
GİRİŞ TAMAMEN ÜCRETSİZ!
Ankara’da yaşayanlar veya Ankara’ya yolu düşenler için bulunmaz bir fırsat. Tarih, sanat ve kültürle dolu birkaç saat geçirmek isteyen herkes için müze kapısı ücretsiz olarak açık.
Hacı Bayram Veli Camii yanında bulunan müze Salı günleri hariç her gün, 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlıyor.



