Türkiye’nin kalbi Ankara, resmi kurumları ve modern yaşam biçimi ile anılsa da derin bir tarih ve kültür hazinesine sahip. Şehri yüzeysel olarak tanımak isteyenler için iki gün yeterli olacaktır ancak Ankara’nın dokusunu gerçekten hissetmek ve her köşesini keşfetmek isteyenler için en az üç gün öneriliyor.
Sadece Anıtkabir, birkaç müze veya sembolik yerleri görmek istiyorsanız, günübirlik bir Ankara gezisi de sizi tatmin edebilir. Hızlı tren ulaşımı sayesinde sabah gelip akşam dönen ziyaretçilerin sayısı da her geçen gün artıyor.
ANKARA'DA BİR VAHA: HAMAMÖNÜ
Ankara’da rotanıza başlamanın en keyifli yollarından biri Hamamönü’dür. Şehrin en çok huzur veren noktalarından biri olan Hamamönü, size kendinizi başka bir dünyadaymışsınız gibi hissettirecek. Osmanlı döneminden kalma 19. yüzyıl evlerinin restore edilmesiyle yeniden hayat bulan semt, artık hem yerli halkın hem turistlerin gözdesi.
Taş sokakları, cumbalı evleri, sanat atölyeleri ve nostaljik atmosferiyle Hamamönü, fotoğraf meraklıları için de eşsiz kareler sunuyor. Semtte yer alan kına ve nişan konakları da mutlu günlerini nostaljik bir ortamda yaşamak isteyen genç çiftler için alternatif sunuyor. Bölgede her zevke hitap eden sayısız kafe ve kahvaltı mekânı da bulunuyor. Yeşilçam temalı kafelerden bohem bahçelere kadar uzanan çeşitlilik, Ankara sabahlarının vazgeçilmezi.
Ayrıca Hamamönü’nde dolaşırken Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’nı yazdığı evi mutlaka ziyaret etmelisiniz. Ardından közde kahvenizi içip, el yapımı hediyeliklerden birkaçını almayı unutmayın.
ULUS'UN GÖZDESİ: ANKARA KALESİ VE SAMANPAZARI
Hamamönü’nden yürüyerek ulaşabileceğiniz Ankara Kalesi, şehrin simgesi sayılır. Tarihi M.Ö. 2. yüzyıla kadar uzanan yapı, Bizans’tan Selçuklu’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar her dönemin izlerini taşır. Kalenin surlarından Ankara manzarasını izlemek, özellikle gün batımında unutulmaz bir deneyim sunuyor. Ayrıca kale civarında yer alan birbirinden renkli konsept kafeler de çayınızı ve kahvenizi keyifle yudumlamanızı sağlıyor
Kale eteklerinde yer alan Samanpazarı, bakırcı atölyeleri, antikacılar ve el emeği ürünlerle doludur. Bu bölge, geçmişle bugünün iç içe geçtiği bir açık hava müzesi gibi. Eski Ankara ruhunu solumak isteyenler için Samanpazarı’nda bir gezinti şart.
ANKARA'YI ANKARA YAPAN ATAMIZIN KABRİ: ANITKABİR
Ankara denildiğinde ilk akla gelen yer şüphesiz Anıtkabir’dir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olan anıt mezar, her gün binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Özellikle sabah veya öğle saatlerinde yapılan ziyaretler, hem kalabalıktan uzak bir deneyim hem de manevi bir duraklama imkânı sunar. Ülkenin dört bir yanından gelen vatandaşlarla birlikte; özellikle de milli bayramlarda Anıtkabir'de adeta insan seli yaşanıyor.
Anıtkabir’in içinde yer alan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi, Cumhuriyet tarihine ışık tutan eşsiz belgeler ve objeler barındırır. Bunun yanında, Anıtkabir Derneği'nin hatıra eşya satış mağazasından da güzel eşyalar alabilirsiniz.
BAHÇELİ, KIZILAY, TUNALI...
Ankara’nın en canlı rotalarından biri, Bahçelievler-Kızılay-Tunalı Hilmi Caddesi üçlüsüdür. Bu bölgeler, başkentin sosyal yaşamını gözlemlemek için idealdir. Behzat Ç. dizisi ile de sembol haline gelen bu yerler, ziyaretçilerin ilgisinin iki katına çıkarıyor.
Kızılay’da mağazalarda alışveriş yaptıktan sonra, Tunalı Hilmi Caddesi boyunca yürüyüş yaparak Kuğulu Park’ta kısa bir mola verebilirsiniz. Günün yorgunluğunu atmak için de Tunalı’daki kafelerde oturup Ankara halkının şehir temposuna karışabilirsiniz.
ANKARA’DA NE YENİR?
Başkentte yemek denince akla ilk gelen şey elbette Aspava kültürüdür. “Allah Sağlık, Para, Afiyet Versin Amin” sözlerinden oluşan bu isme sahip kebapçılar, Ankara’nın her köşesinde bulunur.
Aspava restoranlarında, siparişiniz gelmeden önce bol ikramlı sofralar hazırlanır: salata, çiğ köfte, kaşarlı mantar, mezeler ve patates kızartması... Üstelik biten tabaklar ücretsiz olarak yenilenir. Yemekten sonra çay, kahve ve tatlı ikramı da adettendir.
Ankara mutfağında ayrıca Ankara tavası, simit kebabı, çılbır, höşmerim ve özel Ankara simidi mutlaka tadılması gereken lezzetler arasındadır. Özellikle Ankara simidi, şehrin işlek noktalarında bolca bulabileceğiniz bir yiyecek olarak öne çıkıyor.
ANKARA'YI YAŞAMAK İÇİN DAHA FAZLASI GEREK
Bir gününüz varsa Ankara’yı kısaca tanıyabilirsiniz ama bu şehir üç gününüzü fazlasıyla dolduracak kadar zengindir. Tarihi dokusu, müzeleri, sanatı, parkları ve mutfağıyla her köşesi başka bir hikâye anlatır. Ankara'da yaşayanlar bilir ki; yaşadıkça hatıralar, mekanlar, yaşantılar daha da anlamlı gelir.
Yolunuz bir gün başkente düşerse, sadece “resmî” Ankara’yı değil, ruhunu da keşfetmeye zaman ayırın. Çünkü Ankara, aceleye gelmeyecek kadar derin bir şehir...
