Türkiye’nin dördüncü büyük gölü olan Isparta’daki Eğirdir Gölü, kuraklık, azalan yağışlar ve bilinçsiz tarımsal sulamanın etkisiyle dramatik biçimde küçülmeye devam ediyor.
YÜRÜYEREK KARŞIYA GEÇİLİYOR
Dronlarla çekilen görüntülerde, gölün orta kesimlerinde suyun tamamen çekildiği ve yer yer küçük adacıkların ortaya çıktığı görüldü. Vatandaşlar, gölün ayrılan kısımlarından yürüyerek karşıya geçerken, bazıları göl kenarındaki yüksek noktalara çıkarak manzarayı üzgün bir şekilde izledi. Eğirdirli balıkçılar ve çiftçiler, gölde avcılık ve sulama faaliyetlerinin artık büyük ölçüde aksadığını belirtti.
BİLİM İNSANLARI UYARMIŞTI
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Küçük, gölde yaşanan dramatik sürecin yıllar önce yapılan bilimsel çalışmalarla öngörüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Küçük, "Eğirdir Gölü ve Türkiye’nin Göller Bölgesi şu anda en kötü dönemlerinden birini yaşıyor. Eğirdir ile birlikte Beyşehir Gölü de giderek kurumaya yüz tuttu. Son günlerde gölün ikiye bölünmüş olması bu durumun en somut göstergesi. Gölün kuzeyi ile güneyi arasındaki bağlantının kopması, gölü canlı bir organizma gibi düşündüğümüzde bir organın diğerinden ayrılması anlamına geliyor" dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE İNSAN ETKİSİ
Prof. Dr. Küçük, göllerin yok olma sürecinin doğal bir evrim olduğuna dikkat çekerek, insan müdahalesinin bu süreci hızlandırdığını vurguladı: "Holosen dönemi boyunca Anadolu’daki göller giderek sığlaştı. Ancak son 20–30 yılda yoğun tarım, meyvecilik ve sulama faaliyetleri süreci hızlandırdı. Eğirdir Gölü’nün alt havzasına taze su girmediği sürece canlılığını yitirecektir. İnsan müdahalesi devam ettiği sürece göllerin kurumamasını beklemek mümkün değil."
GELECEK 10 YIL İÇİN KÖTÜ SENARYO
Gölün mevcut durumunu değerlendiren Küçük, su seviyesindeki düşüşün hızlı kuruma sürecini hızlandırdığını belirtti: "Eğirdir Gölü’nün derinliği sadece bir yıl içerisinde yaklaşık 1 metre azaldı. Su seviyesi düştükçe göl sığlaşıyor, güneş ışınları tabana ulaşarak suyu daha hızlı ısıtıyor ve buharlaşmayı artırıyor. Eğer bu süreç devam ederse önümüzdeki 10 yıl içinde göl iki küçük çanak gölüne dönüşebilir."
ÇÖZÜM İNSAN MÜDAHALESİYLE MÜMKÜN
Prof. Dr. Küçük, gölün kurtarılması için insan kaynaklı önlemlerin şart olduğunu belirterek şunları söyledi: "Yer altı sularının tarımsal kullanımının durdurulması ve sadece içme suyu için kullanılması gerekiyor. Ayrıca belediyeler ve kamu kurumları halka su tasarrufu konusunda örnek olmalı. Aksi halde gölün eski haline dönmesi artık mümkün değil."
YEREL HALK DURUMDAN ENDİŞELİ
Eğirdirli çiftçi Mehmet Erdem, göldeki durumu dramatik şekilde özetledi: "İki yıldır bu gölde çalışıyorum. Derinliği 18 metreydi, şimdi 4 metreye düştü. Bahçelerimizi sondaj yöntemiyle suluyoruz. Göl tamamen çekilirse pompalarımız çalışmaz hale gelecek. Ağaçlardan umudumuzu yitirdik, balıkçılar artık ava çıkamıyor. Eğirdir tamamen tehlike altında. Yetkililerin acilen çözüm bulmasını bekliyoruz."