TAKSİMDE YAŞANAN KATLİAM: 42 ÖLÜ


 47 yıl önce İstanbul’da, Taksim Meydanını dolduran yüz binlerce emekçi yaşanacak faciadan habersiz marşlar söylüyordu.


Bir anda ortalık karıştı 42 kişi yaşamını yitirdi. Sadece Kazancı Yokuşunda boğularak ve ezilerek hayatını kaybeden 29 kişi vardı ve bunların 8’i kadındı…


 

SULAR İDARESİ ÜZERİNDEKİLER


Komando Jandarma Üsteğmen Abdullah Erim, Astsubay Mehmet Çağlar ve yanlarındaki onbaşı ifadesinde, “Sular İdaresi üzerinden ateş edildiğini görünce, oraya hareket ettiklerini, ancak yukarıdan patlayıcı madde atıldığı için çarpışarak girdiklerini, o kişileri ellerindeki silahlarla yakaladıklarını, Emniyet Siyasi Şube'ye teslim ettiklerini” söylüyor. Dönemin 1. Şube Müdürü Mete Altan’a göre ise ‘böyle bir şey olmadı.’

ADI DEĞİŞEN OTELDE YAŞANANLAR


 


Sular İdaresi üzerinde uzun menzilli silahlarla yakalananların yanı sıra bugünkü adıyla The Marmara, o zamanki adıyla Intercontinental Oteli de katliam haberlerinde adı sıkça geçen mekanlardan.


Olayın yaşandığı alanda olan Cumhuriyet gazetesi yazarı Şükran Soner, Intercontinental Otelinde yaşadıklarını şöyle anlatıyor:


“Üst kata çıktım ve camlardan birinde ateş etmeye çalışan bir sivil gördüm...  Kalabalığı yararak bir kültür merkezine bir meydana giden panzerlerden birinin kırmızı elbiseli bir kadını ezdiğini de gördüm. Otelden silah atışı en az yarım saat devam etti.”


 

AMERİKA’NIN PARMAĞI MI VAR? 


Olayı soruşturan Toplum Suçları Bürosu Savcısı Muhittin Cenkdağ’ın Intercontinental sözleri ise çok anlamlı:


- Meydana ateş edilen noktalardan biri olan Intercontinental oteline o gün için müşteri alınmaması emrinin verilmesine rağmen olaydan önce havalimanına gelen ABD’li bir grup ateş açılan kata yerleşiyor, olay biter bitmez oradan ayrılıp ülkeyi terk ediyor…

ÖLÜMCÜL İZDİHAMIN NEDENİ…


Taksim Meydanındaki ölümler, yaşanan izdiham sırasında oluyor. Kazancı Yokuşu’nun başına park edilmiş kamyonet ile halkın üzerine sürülen panzerler birçok insanın ezilmesine neden oluyor.


Hazırlanan İddianamede “Emniyet Müdürünün, Valinin görevlerinde ağır kusuru vardır” denirken; panzeri süren şoför ile amiri arasında şu diyalog geçiyor:


- Panzeri halkın üzerine sür!
- Halkın üzerine sürersem vatandaş ölür…
- Sür!


Panzer şoförlerinin anlattığını göre paniğin nedeni panzerler.

“KAYBOLAN BOMBALAR” KONUSU 


1 Mayıs 1977 Katliamı davası Savcısı Çetin Yetkin’in anlattıklarından:


- Bir de Kazancı Yokuşu'nun başında torba içinde bulunan patlayıcı maddeler var. Bu maddeler adli emanete alındı. Bunun adli emanete alındığına dair makbuzu ben gördüm. Ancak, bu bombalar adli emanetten kayboldu. Adli emanetten bir delilin yok olması çok vahimdir. Bu olay çok daha büyük olacaktı. O bombalar kalabalığa atılacaktı. Ama o ilk anda bu bombaları taşıyan ya kaçtı ya yaralandı ya da öldü.


 


KAYIP FOTOĞRAFLAR VE DOSYA


 


1 Mayıs 1977 Katliamı davası Savcısı Çetin Yetkin:


- Olay öncesinde, sırasında ve sonrasında çekilen fotoğraflar ve filmler incelenmedi. Silahla ateş ederken fotoğrafları çekilen ve yüzleri açıkça görülen kişilerin fotoğrafları polis arşivlerinde bulunanlarla karşılaştırılmadı, kim oldukları araştırılmadı. Ben kendim bir kısım fotoğrafları toparlamıştım. Fotoğrafların arkasını mühürleyip mahkemeye verdim. Fotoğrafların büyütülüp yüzlerinin ve ellerindekilerin belirlenmesi için Adli Tıp'a gönderildi. Sadece bir yazı geldi. O fotoğraflar sonra ortadan kayboldu. Ben incelediğimde oldukça kalın olan dosyanın sıkıyönetim mahkemesine küçüldüğünü biliyorum.

GAZETELERDEN ÖRNEKLER…


Hürriyet Gazetesi: “19.05’te ilk silah sesi duyuluyor ve sonra şöyle devam ediyor haber: “Silah sesleri kaplıyor tüm alanı ve insanlar çil yavrusu gibi kaçışıyorlar... Kurşunlanmamak için, ölmemek için... Birbirlerini eziyorlar... Birbirlerini çiğniyorlar.” (2 Mayıs 1977)


Cumhuriyet Gazetesinin Manşeti: “1 Mayıs kanlı bitti” (2 Mayıs 1977)